Translation of "Fingers" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Fingers" in a sentence and their turkish translations:

- Watch your fingers!
- Watch your fingers.

Parmaklarına dikkat et!

Very feminine fingers,

Son derece dişil parmaklar,

Watch your fingers!

Parmaklarına dikkat et!

Watch my fingers.

Parmaklarımı izle.

Cross your fingers.

Şans dile.

Spread your fingers.

Parmaklarınızı ayırın.

Tom snapped his fingers.

Tom parmaklarını çıtırdattı.

He licked his fingers.

O, parmaklarını yaladı.

He has enormous fingers.

Onun kocaman parmakları vardır.

Let's cross our fingers.

Şans dileyelim.

He snapped his fingers.

Parmaklarını şıklattı.

She snapped her fingers.

O, parmaklarını şaklattı.

Her fingers were trembling.

Onun parmakları titriyordu.

Keep your fingers crossed.

Duanı eksik etme.

Is using fingers uncivilized?

Parmakları kullanmak terbiyesizlik mi?

My fingers are crossed.

Parmaklarım çaprazlanmış.

Tom's fingers are greasy.

Tom'un parmakları yağlı.

Tom clicked his fingers.

Tom parmaklarını şaklattı.

Your fingers are pretty.

- Parmakların güzel.
- Parmaklarınız güzel.

Tom crossed his fingers.

Tom şans diledi.

Tom licked his fingers.

Tom parmaklarını yaladı.

My fingers are numb.

Parmaklarım uyuşmuş.

I'm crossing my fingers.

- Birine şans diliyorum.
- Şans diliyorum.

Are your fingers broken?

Parmakların kırık mı?

He kissed her fingers.

Onun parmaklarını öptü.

Watch the baby's fingers.

Bebeğin parmaklarına dikkat et.

He burned his fingers.

O parmaklarını yaktı.

Show me your fingers.

Bana parmaklarını göster.

Mary snapped her fingers.

Mary parmaklarını şıklattı.

Please squeeze my fingers.

Parmaklarımı sıkın lütfen.

- I'll keep my fingers crossed.
- I will keep my fingers crossed.

İyi şans dileyeceğim.

Just keep your fingers crossed.

Sadece bana şans dile.

Let's keep our fingers crossed.

Duamızı eksik etmeyelim.

Can I lick your fingers?

Parmaklarını yalayabilir miyim?

Tom's fingers are really long.

Tom'un parmakları gerçekten uzun.

A man has ten fingers.

Bir insanın on parmağı vardır.

A hand has five fingers.

Bir elin beş parmağı vardır.

Tom tapped his fingers impatiently.

Tom sabırsızca parmaklarını vurdu.

We kept our fingers crossed.

Şans diledik.

We're keeping our fingers crossed.

Birisi için dua ediyoruz.

Tom held up three fingers.

- Tom üç parmağını kaldırdı.
- Tom üç parmağını gösterdi.

I have my fingers crossed.

- Ben şans diledim.
- İşlerin iyi gitmesi için dua ettim.

My fingers are fine now.

Parmaklarım şu anda iyi.

The hand has five fingers.

Elde beş parmak vardır.

I'm keeping my fingers crossed.

Ben dua ediyorum.

I can't move my fingers.

Parmaklarımı hareket ettiremiyorum.

Sami looked at Layla's fingers.

Sami, Leyla'nın parmaklarına baktı.

Can you snap your fingers?

- Parmak şıklatabilir misin?
- Parmaklarını şıklatabiliyor musun?

The baby has pretty little fingers.

Bebeğin güzel küçük parmakları var.

I was born with twelve fingers.

On iki parmakla doğdum.

Tom is all fingers and thumbs.

- Tom beceriksiz.
- Tom sakar.

Keep your fingers crossed for me!

Bana şans dile!

I heard Tom snapping his fingers.

Tom'un parmaklarını çıtırdattığını duydum.

I've got blisters on my fingers.

Parmaklarım su topladı.

One of Tom's fingers was broken.

- Tom'un parmaklarından biri kırıldı
- Tom'un parmaklarından biri kırıldı.

This pianist has very flexible fingers.

Bu piyanistin çok esnek parmakları var.

Her fingers danced over the keyboard.

Onun parmakları klavyenin üzerinde dans etti.

These mittens keep my fingers warm.

Bu eldivenler parmaklarımı sıcak tutuyor.

Tom and Mary licked their fingers.

Tom ve Mary parmaklarını yaladı.

Tom is keeping his fingers crossed.

Tom birisi için dua ediyor.

My fingers were numb with cold.

Soğuktan parmaklarım uyuşmuştu.

Few people can type using all fingers.

Çok az sayıda insan bütün parmaklarını kullanarak yazı yazabilir.

The girl is skillful with her fingers.

Kız parmakları ile yeteneklidir.

We have five fingers on each hand.

Her elde beş parmağımız var.

Everyone has seven fingers and three toes.

Herkesin yedi parmak ve üç ayak parmağı vardır.

She drummed her fingers on the table.

O parmaklarıyla masada tempo tuttu.

I had no feeling in my fingers.

Parmaklarımı hissetmiyordum.

His fingers ran swiftly over the keys.

Parmakları klavyenin üzerinde hızla hareket etti.

She ran her fingers through his hair.

O, saçlarının arasında parmaklarını gezdirdi.

Tom drummed his fingers on the table.

Tom masada parmaklarıyla tempo tuttu.

Tom stuck his fingers in his ears.

Tom parmaklarını kulaklarına soktu.

Tom tapped his fingers on his desk.

Tom parmaklarını masasının üzerine vurdu.

I have two arms and ten fingers.

Benim iki kolum ve on parmağım var.

René's fingers are caught in the door.

René'in parmakları kapıda sıkıştı.

Tom massages his temples with his fingers.

Tom parmaklarıyla şakaklarını masaj yapar.

She combed her hair with her fingers.

O, parmaklarıyla saçlarını taradı.

Tom licked the honey off his fingers.

Tom parmaklarından bal yaladı.

She ran her fingers through her hair.

Parmaklarını saçında gezdirdi.

Tom ran his fingers through his hair.

Tom parmaklarını saçında gezdirdi.

Tom worked his fingers to the bone.

- Tom işten başını kaldıramadı.
- Tom canla başla çalıştı.

Tom massaged my temples with his fingers.

Tom parmaklarıyla şakaklarıma masaj yaptı.

Sometimes I want to break your fingers.

Bazen parmaklarını kırmak istiyorum.

Tom ran his fingers through Mary's hair.

Tom parmaklarını Mary'nin saçının içinden geçirdi.

The x-ray showed two broken fingers.

Röntgen filminde iki kırık parmak görünüyordu.

Tom ate the chicken with his fingers.

Tom tavuğu parmaklarıyla yedi.

Mary twirled her hair around her fingers.

Mary saçını parmaklarının etrafında burdu.

My son is fond of fish fingers.

Oğlum balık bifteğine düşkündür.

Tom licked the chocolate from his fingers.

Tom parmaklarındaki çikolatayı yaladı.

Mary licked the chocolate from her fingers.

Mary parmaklarındaki çikolatayı yaladı.

When I snap my fingers, you'll wake up.

Parmaklarımı şakırdattığımda uyanacaksın.

I burned my fingers on a hot iron.

Sıcak bit ütüde parmaklarımı yaktım.

Many people eat fried chicken with their fingers.

Birçok insan kızarmış tavuğu parmaklarıyla yer.

Don't put your fingers in the meat grinder!

Parmaklarını kıyma makinesine koyma!

I can't feel my fingers or my toes.

Parmaklarımı ya da ayak parmaklarımı hissedemiyorum.

A girl caught her fingers in the door.

Bir kız parmaklarını kapıda sıkıştırdı.

They usually drum their fingers at red lights.

Onlar genellikle kırmızı ışıklarda parmaklarını şakırdatırlar.