Examples of using "Fingers" in a sentence and their turkish translations:
Parmaklarına dikkat et!
Son derece dişil parmaklar,
Parmaklarına dikkat et!
Parmaklarımı izle.
Şans dile.
Parmaklarınızı ayırın.
Tom parmaklarını çıtırdattı.
O, parmaklarını yaladı.
Onun kocaman parmakları vardır.
Şans dileyelim.
Parmaklarını şıklattı.
O, parmaklarını şaklattı.
Onun parmakları titriyordu.
Duanı eksik etme.
Parmakları kullanmak terbiyesizlik mi?
Parmaklarım çaprazlanmış.
Tom'un parmakları yağlı.
Tom parmaklarını şaklattı.
- Parmakların güzel.
- Parmaklarınız güzel.
Tom şans diledi.
Tom parmaklarını yaladı.
Parmaklarım uyuşmuş.
- Birine şans diliyorum.
- Şans diliyorum.
Parmakların kırık mı?
Onun parmaklarını öptü.
Bebeğin parmaklarına dikkat et.
O parmaklarını yaktı.
Bana parmaklarını göster.
Mary parmaklarını şıklattı.
Parmaklarımı sıkın lütfen.
İyi şans dileyeceğim.
Sadece bana şans dile.
Duamızı eksik etmeyelim.
Parmaklarını yalayabilir miyim?
Tom'un parmakları gerçekten uzun.
Bir insanın on parmağı vardır.
Bir elin beş parmağı vardır.
Tom sabırsızca parmaklarını vurdu.
Şans diledik.
Birisi için dua ediyoruz.
- Tom üç parmağını kaldırdı.
- Tom üç parmağını gösterdi.
- Ben şans diledim.
- İşlerin iyi gitmesi için dua ettim.
Parmaklarım şu anda iyi.
Elde beş parmak vardır.
Ben dua ediyorum.
Parmaklarımı hareket ettiremiyorum.
Sami, Leyla'nın parmaklarına baktı.
- Parmak şıklatabilir misin?
- Parmaklarını şıklatabiliyor musun?
Bebeğin güzel küçük parmakları var.
On iki parmakla doğdum.
- Tom beceriksiz.
- Tom sakar.
Bana şans dile!
Tom'un parmaklarını çıtırdattığını duydum.
Parmaklarım su topladı.
- Tom'un parmaklarından biri kırıldı
- Tom'un parmaklarından biri kırıldı.
Bu piyanistin çok esnek parmakları var.
Onun parmakları klavyenin üzerinde dans etti.
Bu eldivenler parmaklarımı sıcak tutuyor.
Tom ve Mary parmaklarını yaladı.
Tom birisi için dua ediyor.
Soğuktan parmaklarım uyuşmuştu.
Çok az sayıda insan bütün parmaklarını kullanarak yazı yazabilir.
Kız parmakları ile yeteneklidir.
Her elde beş parmağımız var.
Herkesin yedi parmak ve üç ayak parmağı vardır.
O parmaklarıyla masada tempo tuttu.
Parmaklarımı hissetmiyordum.
Parmakları klavyenin üzerinde hızla hareket etti.
O, saçlarının arasında parmaklarını gezdirdi.
Tom masada parmaklarıyla tempo tuttu.
Tom parmaklarını kulaklarına soktu.
Tom parmaklarını masasının üzerine vurdu.
Benim iki kolum ve on parmağım var.
René'in parmakları kapıda sıkıştı.
Tom parmaklarıyla şakaklarını masaj yapar.
O, parmaklarıyla saçlarını taradı.
Tom parmaklarından bal yaladı.
Parmaklarını saçında gezdirdi.
Tom parmaklarını saçında gezdirdi.
- Tom işten başını kaldıramadı.
- Tom canla başla çalıştı.
Tom parmaklarıyla şakaklarıma masaj yaptı.
Bazen parmaklarını kırmak istiyorum.
Tom parmaklarını Mary'nin saçının içinden geçirdi.
Röntgen filminde iki kırık parmak görünüyordu.
Tom tavuğu parmaklarıyla yedi.
Mary saçını parmaklarının etrafında burdu.
Oğlum balık bifteğine düşkündür.
Tom parmaklarındaki çikolatayı yaladı.
Mary parmaklarındaki çikolatayı yaladı.
Parmaklarımı şakırdattığımda uyanacaksın.
Sıcak bit ütüde parmaklarımı yaktım.
Birçok insan kızarmış tavuğu parmaklarıyla yer.
Parmaklarını kıyma makinesine koyma!
Parmaklarımı ya da ayak parmaklarımı hissedemiyorum.
Bir kız parmaklarını kapıda sıkıştırdı.
Onlar genellikle kırmızı ışıklarda parmaklarını şakırdatırlar.