Translation of "Eats" in Turkish

- She eats meat.
- He eats meat.

- O et yiyor.
- O et yer.
- Et yer.

- Tom eats too fast.
- Tom eats too quickly.

Tom çok hızlı yer.

- Tom eats a lot.
- Tom eats too much.

Tom çok fazla yer.

- Tom only eats meat.
- Tom eats only meat.

Tom sadece et yer.

Tom eats slowly.

Tom yavaş yer.

She eats fruit.

O meyve yiyor.

Tom eats anything.

Tom her şeyi yer.

Who eats bees?

Kim arı yer?

The animal eats.

Hayvan yer.

It eats people.

O, insanları yer.

Layla eats cockroaches.

Leyla hamamböceği yiyor.

Cat eats bread.

Kedi ekmeği yiyor.

As rust eats iron, so care eats the heart.

Pasın demiri bozması gibi, keder de kalbi bozar.

- He eats non-stop.
- He eats around the clock.

O devamlı yemek yiyor.

- He eats nothing else but fruit.
- He eats nothing but fruit.
- He only eats fruit.

O, meyveden başka bir şey yemez.

- Tom hardly ever eats cucumbers.
- Tom almost never eats cucumbers.

Tom neredeyse hiç salatalık yemez.

- Tom eats lunch here sometimes.
- Tom sometimes eats lunch here.

Tom öğle yemeğini bazen burada yer.

He eats, I eat.

O yemek yiyor, ben de yiyorum.

She seldom eats breakfast.

O, nadiren kahvaltı yapar.

Tom eats too much.

Tom çok fazla yer.

Acid eats into metal.

Asit metali çürütüyor.

Tom usually eats alone.

Tom genellikle yalnız yemek yer.

Tom hardly eats anything.

Tom neredeyse hiçbir şey yemiyor.

Your mum eats shit.

Annen bok yiyor.

The woman eats bread.

Kadın ekmek yer.

He eats a lot.

O, çok yer.

He eats too much.

O çok fazla yiyor.

Tom always eats well.

Tom her zaman iyi yer.

Tom never eats spinach.

Tom asla ıspanak yemez.

Tom seldom eats breakfast.

Tom nadiren kahvaltı eder.

Tom eats cat food.

Tom kedi maması yer.

Tom never eats pork.

Tom asla domuz yemez.

Nobody here eats meat.

Burada kimse et yemiyor.

Tom continually eats cake.

Tom devamlı olarak pasta yiyor.

The man eats beans.

Adam fasulye yiyor.

Tom eats almost anything.

Tom neredeyse her şeyi yiyor.

Tom eats very quickly.

Tom çok hızlı yer.

Tom seldom eats seafood.

Tom nadiren deniz ürünü yer.

My dog eats grapes.

Köpeğim üzüm yiyor.

John eats his peach.

John şeftalisini yiyor.

Jean eats a banana.

Tom bir muz yer.

The boy eats bread.

Oğlan ekmek yiyor.

He eats non-stop.

O durmadan yemek yiyor.

Tom never eats quiche.

Tom asla kiş yemez.

Tom eats very little.

Tom, çok az yiyor.

Tom eats a lot.

Tom çok yer.

Frank eats some cheese.

Frank biraz peynir yiyor.

This boy eats bread.

Bu çocuk ekmek yer.

She only eats salads.

O sadece salatalar yer.

The cat eats bread.

Kedi ekmeği yiyor.

He usually eats quickly.

Genellikle çabucak yer.

Jean eats your soup.

Jean senin çorbanı içiyor.

Jean eats his soup.

Jean onun çorbasını içiyor.

He never eats mucver.

Hiç mücver yemez.

Tom never eats vegetables.

Tom hiç sebze yemez.

- Tom only eats white meat.
- Tom eats nothing but white meat.

Tom sadece beyaz et yiyor.

- Tom eats lots of meat.
- Tom eats a lot of meat.

- Tom çok et tüketiyor.
- Tom bol bol et yiyor.

He often eats breakfast there.

- O, kahvaltısını sık sık orada yer.
- Kahvaltısını sıklıkla orada eder.
- Kahvaltısını çoğu kez orada yapar.

She eats nothing but vegetables.

O, sebzeden başka bir şey yemez.

She eats but white meat.

O sadece beyaz et yer.

Tom seldom eats at home.

Tom nadiren evde yer.

Tom never eats junk food.

Tom asla abur cubur yemez.

Tom only eats raw food.

Tom sadece çiğ yiyecek yer.

Tom only eats kosher food.

Tom sadece koşer yemeği yer.

Tom usually eats too quickly.

Tom genellikle çok hızlı yer.

The woman eats an orange.

Kadın bir portakal yiyor.

She often eats breakfast there.

O, kahvaltısını sık sık orada yer.

My dog sometimes eats grass.

Benim köpeğim bazen ot yer.

Tom eats breakfast every morning.

Tom her sabah kahvaltı yapar.

Tom probably eats a lot.

Tom muhtemelen çok yiyor.

Tom eats only raw vegetables.

Tom sadece çiğ sebze yer.

She eats like a pig.

O bir domuz gibi yer.

Tom eats just about anything.

Tom neredeyse her şeyi yer.

Mayuko eats bread for breakfast.

Mayuko kahvaltı için ekmek yer.

He eats around the clock.

O devamlı yemek yiyor.

The lion eats the meat.

- Aslan et yiyor.
- Aslan et yer.

Tom seldom eats Italian food.

Tom nadiren İtalyan yemeği yer.

Tom eats like a bird.

Tom, serçe gibi yer.

- She is eating.
- She eats.

- Yer.
- Yiyor.

Tom eats less than Mary.

Tom Mary'den daha az yer.

Tom often eats breakfast here.

Tom kahvaltısını sık sık burada yapar.

He eats like a pig.

O bir domuz gibi yiyor.

He always eats breakfast here.

O kahvaltıyı her zaman burada yer.

Tom usually eats lunch alone.

Tom genellikle öğle yemeğini yalnız yer.