Translation of "Recorded" in Turkish

0.050 sec.

Examples of using "Recorded" in a sentence and their turkish translations:

Herpes, what you recorded and what you recorded

sizin nelerinizi kayıt ettiğini neler kayıt altına aldığını dudağınız uçuklar zaten

Tom recorded it.

Tom onu kaydetti.

I recorded our conversation.

Konuşmamızı kaydettim.

I recorded the interview.

Görüşmeyi kaydettim.

The ceremony was recorded.

Tören kaydedildi.

The camera recorded nothing.

Kamera hiçbir şey kaydetmedi.

I recorded you singing.

Şarkı söylemeni kaydettim.

Am I being recorded?

Kaydediliyor muyum?

Sami recorded those moments.

Sami o anları kaydetti.

A behavior never recorded before.

Daha önce hiç kayda alınmamış bir davranış.

She recorded a few sentences.

Birkaç cümle kaydetti.

This conversation is being recorded.

Bu konuşma kaydediliyor.

The phone call was recorded.

Telefon görüşmesi kaydedildi.

Sami's call was not recorded.

Sami'nin araması kaydedilmedi.

- We weren't aware we were being recorded.
- We weren't aware that we were being recorded.
- We were unaware we were being recorded.
- We were unaware that we were being recorded.

Kayda alındığımızın farkında değildik.

We wrote songs and recorded them.

Birlikte şarkılar yazdık ve kayıt aldık.

That tape recorder recorded his voice.

O kasetçalar onun sesini kaydetti.

Their work has been done and recorded

çalışmalarının yapıldığı ve bunların kayıt altına alındığı

The whole experiment was recorded on film.

Bütün deney filme kaydedildi.

Your speech will be recorded in history.

Senin konuşman tarihte kaydedileck.

The tape recorder has recorded his voice.

Kaset kaydedici, onun sesini kaydetti.

I recorded a rugby game on videotape.

Bir rugby maçını video kasete kaydettim.

This discovery will be recorded in history.

Bu keşif tarihe geçecek.

This moment will be recorded in history.

Bu an tarihe geçecek.

This conversation is going to be recorded.

Bu konuşma kaydedilecek.

Sami was unaware he was being recorded.

- Sami kaydedildiğinden habersizdi.
- Sami kaydedildiğinin farkında değildi.

Our album was recorded primarily in Boston.

Albümümüz öncelikli olarak Boston'da kaydedildi.

This information is already recorded in their database

zaten bu bilgiler kayıt ediliyor onların veri tabanına

The show is being recorded in studio 4.

Gösteri stüdyo 4'te kaydedilmektedir.

Last year was the hottest year ever recorded.

Geçen yıl şimdiye kadar kaydedilmiş en sıcak yıl oldu.

The Tokyo stock market recorded an unprecedented loss.

Tokyo borsası benzeri görülmemiş bir düşüş gösterdi.

And since then, they have recorded 5,000 translated texts.

ve o zamandan beri 5.000 tane çevrilmiş metin kaydedildi.

This time sexist rhetoric about a woman was recorded

bu sefer bir kadın hakkındaki cinsiyetçi söylemleri kayıt altına alındı

You can enjoy some recorded music while you wait.

Siz beklerken kaydedilmiş bazı müziklerin tadını çıkarabilirsiniz.

The conversation was secretly recorded and used as evidence.

Konuşma gizlice kaydedildi ve delil olarak kullanıldı.

Everything in this room is going to be recorded.

Bu odadaki her şey kaydedilecek.

Known and recorded 0.02 seconds lives ahead of Earth's time

Bilinen ve kayıt altına alınan 0.02 saniye Dünya'nın zamanından ileride yaşamaktadır

Some scenes from the movie were recorded in Leblon Beach.

Filmden bazı sahneler Leblon plajında kaydedildi.

My recorded voice does not sound like my natural voice.

Benim kaydedilmiş sesim benim doğal sesim gibi gelmiyor.

The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.

Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.

No one has recorded what happens on this beach after sunset...

Güneş battıktan sonra bu kumsalda olanları kimse kaydetmemişti.

They recorded the births of thousands of babies born in 1958

1958'de doğan binlerce bebeğin,

They're a massive empire, and they recorded many things about it.

Çok büyük bir imparatorluktu ve birçok şeyi kayıt altına alıyorlardı.

I don't want what I'm about to say to be recorded.

Söylemek üzere olduğum şeyin kaydedilmesini istemiyorum.

Tom recorded his conversation with Mary and sent it to John.

Tom Mary'yle olan konuşmasını kaydetti ve John'a gönderdi.

The interview was recorded on video and shared all over the Internet.

Görüşme videoya kaydedilip tüm internette paylaşılmıştı.

The suspect was identified quickly after being recorded on closed-circuit television.

Zanlı, kapalı devre televizyon sistemine kaydedildikten sonra hızla tespit edildi.

On September 26, 1959, the strongest typhoon in Japan's recorded history hit Nagoya.

26 Eylül 1959'da, Japonya'nın kaydedilen tarihinde en güçlü tayfun Nagoya'yı vurdu.

The song "Dang Me" was written and recorded by Roger Miller in 1965.

" Dang Me " şarkısı 1965 yılında Roger Miller tarafından yazıldı ve kaydedildi.

And that’s one of the reasons, I believe no orangutan in recorded history has ever killed a human being.

tarihte orangutan kaynaklı hiç insan ölümü olmamasının sebebi bence bu.

When you listen to your recorded voice, you get the feeling that you're hearing the voice of a stranger.

Kaydedilmiş sesini dinlerken bir yabancının sesini dinliyormuş gibi hissedersin.

The Japan Meteorological Agency has revised the magnitude of the eastern Japan quake from 8.8 to 9.0, the largest recorded in world history.

Japonya Meteoroloji Ajansı doğu Japonya deprem büyüklüğünü 8.8 den 9.00'a kadar tekrar inceledi, dünya tarihinde en büyük kayıt.

Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.

Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.