Examples of using "Interview" in a sentence and their turkish translations:
Röportajın nasıl gitti?
- Tom'la röportaj yapabilir miyiz?
- Tom'la görüşebilir miyiz?
Bu görüşme bitti.
Görüşmeyi kaydettim.
Görüşme nasıldı?
Görüşmesi nasıldı?
Biz onlarla görüşebilir miyiz?
Biz onunla görüşme yapabilir miyiz?
Biz onunla röportaj yapabilir miyiz?
Röportajı gördüm.
görüşme programı diyelim haydi.
İşte, en son röportaj!
Onlarla nerede görüştün?
Tom'la görüşmek istiyorum.
Bir iş görüşmem var.
Bu bir iş görüşmesi değildi.
Görüşme nasıl gitti?
Tom bir görüşme için aradı.
Dün mülakatın nasıldı?
Harika bir görüşmeydi.
İş görüşmen nasıldı?
Onlarla röportaj yapmak isterim.
Onunla görüşmek istiyorum.
Mülâkat iyi geçti mi?
Tuhaf bir görüşmeydi.
Sami'nin bir iş görüşmesi vardı.
Görüşmen iyi gitti mi?
O, bir röportaj yapmayı reddetti.
Bu akşamüstü bir görüşmemiz var.
Tom bana bir röportaj verdi.
O, röportajdan memnun oldu.
Görüşme saat 10.00'da başladı.
Onlar gazeteciye bir röportaj verdiler.
Bir iş görüşmesindeydim.
Tom bir röportaj yapmayı reddetti.
Tom röportaj için içeri girdi.
Bu gece bir röportaj yapmak zorunda kalacağım.
Bu öğleden sonra bir röportajımız olacak.
Bize bir röportaj vermeyi kabul etti.
O bize bir röportaj vermeyi kabul etti.
Onlar bize bir röportaj vermeyi kabul ettiler
Öğleden sonra bir röportaj vereceğiz.
Yarın öğleden sonra Tom'un bir iş görüşmesi var.
Ben röportaj hakkında ona soracağım.
Tom bize bir röportaj vermeyi kabul etti.
O, iş görüşmesine geç kalmıştı.
Bu röportajı kabul ettiğin için teşekkür ederim.
Mary görüşmesinde çok samimiydi.
O her görüşmede farklı bir şey söylüyor.
Onun İngilizce bir iş görüşmesi vardı.
İş görüşmesi sırasında sinirli miydin?
Yarın sabah bir iş görüşmem var.
Yarın öğleden sonra bir iş görüşmem var.
Benim favori grubumla görüşme yapmaya hazırlanıyorum.
O, yarınki mülakat için hazır.
Tom'un bu sabah bir iş görüşmesi vardı.
Görüşme sırasında hiçbir şeyle uğraşmayın.
Tom'un dün öğleden sonra bir iş görüşmesi vardı.
Tom röportajında çok samimiydi.
Bu sabah bir iş görüşmem vardı.
Tom'un pazartesi günü bir iş görüşmesi vardı.
Tom'un pazartesi günü bir iş görüşmesi var.
Ayrıca, bir profesörle görüşmeliyim.
Umarım mülakat yararlı olur.
Başbakan ile bir röportajı vardı.
Senatör bir görüşme için tekrarlanan talepleri inkar etti.
Bugün 2.30'da bir röportajım var.
İş görüşmesinde nasıl gitti?
Henüz Tom'la görüşemedik.
Amerikalı gazeteci Mr. Brown ile bir röportajı var.
Üç ay sonrasında bir görüşmem vardı
Bu toplantının işten çıkarılma görüşmem olduğu ortaya çıktı.
Toplantı odasında benim iş görüşmem vardı.
Tom iş görüşmesi için en iyi takım elbisesini giydi.
O fotoğraf portfolyosunu röportaja getirdi.
Ona başkan ile görüşmesini hatırlattım.
Görüşmeye katılmayı planlıyor musun?
Görüşmede olaylara göre davranacaksın.
Yarın öğleden sonra ikide bir iş görüşmem var.
Röportaja başlamamdan önce herhangi bir şüpheniz var mı?
Önümüzdeki hafta bir görüşme mülakatı için hazır mısınız?
Bir iş görüşmesi için önümüzdeki hafta Boston'a gidiyorum.
Ona önceden mülakat soruları vermek etik midir?
Gelecek hafta bir mülakata gelmek ister misin?
Hazırlanmam gereken bir iş görüşmem var.
İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim.
Zamanımız bitti ve röportajı kısa kesmek zorunda kaldım.
Görüşme videoya kaydedilip tüm internette paylaşılmıştı.
Görüşme boyunca birçok konu görüşüldü ama bazıları kınandı.
Tom o iş görüşmesinde giymek için bir takım elbise almamı istiyor.
Görüşme Almanca ve onun tek kelimesini anlayamıyorum.
O ders verdikten sonra bazı öğrencilerle görüşme yaptı.
Görüşme ve bize ayırdığınız zaman için çok teşekkürler.
İş görüşmende giymek için yeni bir takım satın almanı istiyorum.
Bu röportajda, Antonio birkaç yıl önce ölen oğlu hakkında konuşuyor.
Merhaba, genel müdürle bir randevum var. Bu, röportajımın belgesi.
Tom görüşme odasına girmeden önce sinirlerini yatıştırmak için yavaş ve derinden nefes alıp verdi.
Görüşme sırasında özenli olmanız ve kendini gösteren bir fırsat yakalamanız gerekiyor.