Examples of using "Preserves" in a sentence and their turkish translations:
Buzdolabı yiyeceği çürümekten korur.
Amber içinde sıkışan böcekleri korur.
Güzel bir kural aslında, ortamdaki uyumu korur
İlk olarak, genellikle ülkelerin şeklini korur.
Toplaşarak, dondurucu soğuklardan sağ çıkacak ısıyı koruyabiliyorlar.
Konserveler hava geçirmez bir conta ile kavanozda saklanmalıdır.
Ancak Merkatör projeksiyonunun asıl amacı navigasyon görevi görmektir; Okyanusda
Yine noktalar burada, böylece projeksiyonun şekli bozarken