Examples of using "Freezing" in a sentence and their turkish translations:
- Çok üşüyorum.
- Donuyorum.
- Götüm dondu.
Dondurucuydu.
- Biz donuyoruz.
- Götümüz dondu.
Hava çok soğuk.
Burada dışarısı çok soğuk.
- Çok üşüyor musun?
- Donuyor musun?
Burası buz gibi!
Eski günlerde, ayar resmi geceleri TV'de tek şeydi.
Dışarısı bu gibi.
Donmuyor musun?
Tom donuyor.
Brr! Donuyorum!
Donuyor olmalısın.
Ayaklarım donuyor.
Benim ayak parmakları donuyor.
Dışarısı kesinlikle dondurucu.
Kulaklarım donuyor.
Su dondurucuydu.
Buz kadar soğuk.
Su buz gibi.
Tom donarak ölüyordu.
Çok üşüyorsun gibi görünüyorsun.
Burası dondurucu soğuk.
Acele et Tom, donuyorum.
Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde.
Sıcaklık sadece donma noktasının üzerinde.
Suyun donma noktası nedir?
İşte, ceketimi al. Donuyorsun.
Tom dondurucu suya atladı.
Hava çok soğuk.
Yine de sıcaklık donma noktasının sadece biraz üstünde.
Hava çok soğuktu.
Onların yiyeceklerini onlar için dondurmuyorum.
Hava çok soğuk.
Donan yağmur oldukça nadir bir meteorolojik olaydır.
Neredeyse donarak ölecektik.
Tom ve Mary dondurucu gölde yüzdü.
O donuyordu, bu yüzden soğuktan titredi.
İçeride hava çok sıcak ama dışarıda hava buz gibi.
Böyle buz gibi soğuk bir yerde ne yapıyorsun?
Üç kol geçmeye başlıyor, göğüslerine kadar buz gibi nehir suyuna batmış halde.
Toplaşarak, dondurucu soğuklardan sağ çıkacak ısıyı koruyabiliyorlar.
Burası buz gibi! Biri klimayı kapatabilir mi?
Su buz gibi! Atlayış işe yaradı, su yeterince derinmiş.
Hava arama kurtarma ekibi kuvvetli rüzgâr ve dondurucu soğukla mücadele etmek zorunda kaldı.
Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı.
- Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı.
- O dondurucu suda yüzmeye çalışmak onun çılgınlığıydı.
Hava çok soğuk.
Tam olarak sıcak sayılmaz ama orada donmaktan iyidir.
Bu organizma, suyun donma noktasının çok altındaki sıcaklıklarda hayatta kalabilir.
Burada hava çok soğuk.
Üşüyorum.
Buz kadar soğuk.
Trebia'nın soğuk sularını geçtikten sonra, askerleri aç, ıslanmış, ve neredeyse dondurucu olan soğuk havaya maruz bir şekilde durmakta.
Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.
Genetik modifikasyonun bir örneği balık genlerinin çilek ve domatese enjeksiyonudur, bu meyvelerin donmasını engelleyen bir süreç.