Translation of "Survive" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Survive" in a sentence and their turkish translations:

- Tom will survive.
- Tom'll survive.

Tom yaşayacak.

- We'll survive.
- We will survive.

Biz hayatta kalacağız.

- They will survive.
- They'll survive.

Onlar hayatta kalacak.

- We're going to survive.
- We'll survive.
- We will survive.

Biz hayatta kalacağız.

We'll survive.

Hayatta kalacağız.

I'll survive.

Ben hayatta kalacağım.

We can survive

hayatta kalabiliriz

I will survive.

Ben hayatta kalacağım.

He will survive.

O, hayatta kalacak.

She will survive.

O, hayatta kalacak.

They will survive.

Onlar hayatta kalacak.

Love will survive.

Aşk hayatta kalacak.

I can survive.

Hayatta kalabilirim.

Tom won't survive.

Tom hayatta kalmayacak.

We'll survive this.

Bunu atlatacağız.

You will survive.

Hayatta kalacaksın.

You won't survive.

Hayatta kalmayacaksın.

You wouldn't survive.

Hayatta kalmazdın.

You'd never survive.

Hiç hayatta kalmadın.

None shall survive.

Hiç kimse hayatta kalmayacak.

Tom didn't survive.

Tom hayatta kalmadı.

Layla will survive.

Leyla hayatta kalacak.

Sami will survive.

- Sami hayatta kalacak.
- Sami kurtulacak.

Tom can't survive.

Tom hayatta kalamaz.

- One can't survive without money.
- One cannot survive without money.

İnsan parasız yaşayamaz.

- How are we going to survive?
- How do we survive?

Nasıl hayatta kalırız?

You have to survive.

Hayatta kalmak zorundasın.

And survive the winter.

ve kışın hayatta kalır.

I hope we survive.

Yaşayacağımızı umuyorum.

Tom can't survive alone.

Tom yalnız yaşayamaz.

Your cat will survive.

Kedin hayatta kalacak.

No one will survive.

Hiç kimse hayatta kalmayacak.

We can survive anything.

Biz her şeyi yaşayabiliriz.

I want to survive.

Hayatta kalmak istiyorum.

How will you survive?

Nasıl kurtulacaksın?

I can survive alone.

Tek başıma hayatta kalabilirim.

Tom will never survive.

Tom asla hayatta kalmayacak.

Tom can survive this.

- Tom burada hayatta kalabilir.
- Tom bunu atlatabilir.

How did Tom survive?

Tom nasıl hayatta kaldı?

I hope I survive.

Umarım hayatta kalırım.

I have to survive.

Ben hayatta kalmak zorundayım.

I couldn't survive prison.

Hapishanede hayatta kalamadım.

We're fighting to survive.

Hayatta kalmak için savaşıyoruz.

Most people would survive.

Çoğu insan hayatta kalabilirdi.

We won't survive here.

Burada hayatta kalmayacağız.

We'll try to survive.

Hayatta kalmaya çalışacağız.

Tom did not survive.

Tom hayatta kalmadı.

Only the strongest survive.

Sadece en güçlüler hayatta kalır.

I can survive this.

Bunu atlatabilirim.

Nobody managed to survive.

Kimse hayatta kalamadı.

Sami managed to survive.

- Sami hayatta kalmayı başardı.
- Sami kurtulmayı başardı.

- Tom did that to survive.
- Tom did that in order to survive.

Tom bunu hayatta kalmak için yaptı.

- Tom is just trying to survive.
- Tom is only trying to survive.

Tom sadece hayatta kalmaya çalışıyor.

You can't survive without money.

Para olmadan yaşayamazsın.

I'm just trying to survive.

Ben sadece hayatta kalmaya çalışıyorum.

I've always fought to survive.

Hep hayatta kalmak için mücadele ettim.

You and I will survive.

Sen ve ben hayatta kalacağız.

I know how to survive.

- Ben nasıl hayatta kalacağımı biliyorum.
- Nasıl hayatta kalınacağını biliyorum.

We can't survive without food.

Yemeksiz hayatta kalamayız.

I couldn't survive without Tom.

Tom olmadan hayatta kalamazdım.

Not many survive this disease.

Birçoğu bu hastalık yüzünden hayatta kalmaz.

Do you think I'll survive?

Hayatta kalacağımı düşünüyor musun?

No one succeeded to survive.

Hiç kimse hayatta kalmayı başarmadı.

I wasn't supposed to survive.

Hayatta kalmam gerekmiyordu.

We can't survive without water.

Su olmadan hayatta kalamayız.

We were struggling to survive.

Hayatta kalmak için çabalıyorduk.

Nothing can survive in there.

Orada hiçbir şey hayatta kalamaz.

Layla did that to survive.

Leyla onu hayatta kalmak için yaptı.

Tom didn't survive the accident.

Tom kazadan sağ kurtulmadı.

I can't survive here alone.

Burada tek başıma hayatta kalamam.

I did that to survive.

Onu hayatta kalmak için yaptım.

Tom is fighting to survive.

- Tom yaşam savaşı veriyor.
- Tom hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Tom is going to survive.

Tom yaşayacak.

How did Tom survive that?

Tom bundan nasıl sağ kurtulmuş?

Driven by a desire to survive,

Hayatta kalma arzusu kamçılandığında

It takes super senses to survive.

...hayatta kalmak için süper duyular gerekir.

We will survive with God's help!

Biz Tanrı'nın yardımıyla hayatta kalacağız!

Without water, we can not survive.

Su olmazsa hayatta kalamayız.

His company didn't survive the crisis.

Onun şirketi krizi atlatamadı.

Vampires must drink blood to survive.

Vampirler yaşamak için kan içmeli.

I think you're going to survive.

Hayatta kalacağını düşünüyorum.

Tom is just trying to survive.

Tom sadece hayatta kalmaya çalışıyor.

Tom may not survive the operation.

Tom operasyondan sağ kurtulamayabilir.

Tom may not survive the night.

Tom gece hayatta olmayabilir.

Will newspapers be able to survive?

Gazeteler varlıklarını sürdürebilecekler mi?

Tatoeba: Let the fittest sentence survive!

Tatoeba: "En iyi cümleyi yaşatalım!"

I taught Tom how to survive.

Tom'a nasıl hayatta kalacağımı öğrettim.

How are we going to survive?

Nasıl hayatta kalacağız?

We will need this to survive.

Hayatta kalmak için buna ihtiyacımız olacak.

We need each other to survive.

Hayatta kalmak için birbirimize ihtiyacımız var.

Tom was just trying to survive.

Tom sadece hayatta kalmaya çalışıyordu.

Can you survive on your salary?

Maaşınla yaşamını sürdürebiliyor musun?

I won't survive without your help.

Yardımın olmadan hayatta kalamam.

How will Tom survive without Mary?

Tom, Mary olmadan nasıl hayatta kalacak?