Examples of using "Polluted" in a sentence and their turkish translations:
Bu nehir kirli değildir.
Bizim havamız kirlidir.
Atmosfer kirleniyor.
Hava şehirlerde kirlidir.
Kirli hava soluyorum.
Petrol sızıntısı körfezi kirletti.
Su petrolle kirlendi.
Üst atmosfer bile kirli.
Okyanusun büyük alanları kirletildi.
Bu nehir, fabrika atıkları ile kirlenmiş.
Şehir, kirli havasıyla tanınıyor.
Büyük şehirlerde hava kirlidir.
Kentimizde hiç kirli hava yok.
Şehirler genellikle kırsallardan çok daha kirlidir.
Kentler çok kirlidir; Köyler çok sıkıcıdır.
Kirlenmemiş bir yerde yaşamak istiyorum.
Büyük şehirlerdeki atmosfer kirliliğini sevmiyorum.
Gazze Şeridi'nin sakinleri kirli su içer.
Nehir, evlerin ve fabrikaların atıkları tarafından kirlendi.
O, dünyadaki en kirli şehirlerden biridir.
Kent çok kirli; kırsal çok sıkıcı.
Aynı zamanda, deniz bilimcileri habitatların "mikroplastik" denilen...
Büyük şehirler heyecan verici, ancak kirlidir. Köyler temiz ama sıkıcıdır.
Tom bu nehirde yüzmeyi sevmiyor. O onun çok kirli olduğunu söylüyor.
Bu nehir öylesine kirli ki, balıklar artık onun içinde yaşayamıyorlar.
Yaşadığım yerdeki kirliliğin daha az olmasını çok isterdim.
Birçok nehir o kadar çok kirlenmiş ki artık içme suyu için kullanılamıyorlar.