Examples of using "Atmosphere" in a sentence and their turkish translations:
Ortam rahatsız ediciydi.
Ay'ın bir atmosferi yoktur.
O otelin bir ev gibi atmosferi var.
bir atmosferi vardı suyu vardı
dünya atmosferi ısınıyor,
Atmosfer kirleniyor.
Çocuklar aile ortamını yansıtırlar.
Bu berbat bir atmosfer.
Buradaki atmosfer inanılmazdır.
- Atmosfer çok gayrıresmiydi.
- Atmosfer çok laubaliydi.
Atmosferimiz teleskop görüntülerini bozuyor.
e kardeşim bizim zaten atmosferimiz var
atmosfer bizi zaten koruyor
Otelin hoş bir atmosferi var.
- Mars çok ince bir atmosfere sahiptir.
- Mars'ın çok ince bir atmosferi var.
Buradaki dostça atmosferden hoşlanıyorum.
Bu yerin gizemli bir atmosferi var.
atmosferimize giren nesneler tarafından yaratılmıştır.
Atmosferde volkanik kül var.
Merkür çok ince bir atmosfere sahiptir.
Atmosfer bizi meteorlardan korur.
Üst atmosfer bile kirli.
Bu restoran romantik bir atmosfere sahip.
ve sonra kısmen atmosfere bırakılır.
bu da nemin atmosferde hareket etmesini sağlar.
yok olduğunda atmosferimiz yok olacak
O restoranın güzel bir atmosferi var.
Titan atmosferinin % 95'inden fazlası azottur.
- Bu restoranın atmosferini seviyorum.
- Bu lokantadaki ortam hoşuma gidiyor.
Gelenekler evin atmosferini yeniden yaratmaya yardımcı olur.
ve Dünya’nın atmosferine girdiklerinde
Atmosfer oksijenden oluşur.
Bu restorandaki atmosfer hoş.
O geldiğinde ortam gerginleşti.
Evinin çok rahat bir atmosferi var.
Washington'daki atmosfer çok gergin oldu.
Taze kar bir festival atmosferi getirdi.
Oradaki atmosfer çok iyi değil.
Bu İtalyan restoranı romantik bir atmosfere sahiptir.
Plankton ve mikroorganizmalar atmosfere oksijen bırakıyorlar,
Atmosferi iyileştirip karbondioksit düzeylerini
Üstelik Ay'da atmosfer yoktu
karbondioksidi atmosferden alma
Gördüğünüz gibi, çürüme ile metan ve azot oksit gibi
üçte birini atmosfere dengeleyebilir.
O okulun atmosferini sevmiyorum.
Atmosfer, çoğunlukla azot ve oksijenden oluşur.
O, atmosferi hafifletmek için bir şarkı söyledi.
Odada gergin bir hava vardı.
Bu gezegenin atmosferi nefes almaya elverişli değil.
Yükseğe tırmandıkça atmosfer incelir.
Odadaki atmosfer kesinlikle soğuktu.
Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.
Büroda samimi bir atmosfer var.
Boğucu atmosferde zar zor nefes alabiliyorum.
Örneğin, atmosferdeki CO2 yoğunluğunu,
yani atmosferde parçalanmış olabilir
Dünya atmosferindeki karbondioksit yoğunluğu
kullandıkları fotosentez işlemi yoluyla
şu anda bizlerin atmosfere salınımını yaptığımız
potansiyeli ile ayrıştırılmasını mümkün kılar.
Odadaki atmosfer sıcak ve dumanlıydı.
Büyük şehirlerdeki atmosfer kirliliğini sevmiyorum.
Sözlerinin keskin tonu, atmosferi soğuttu.
Mars ince atmosferli büyük bir kayadır.
Mars'taki atmosferin % 95'ten fazlası karbondioksittir.
- Egzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
- Ekzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır.
Bu odada garip bir atmosfer ziyaretçiyi çevreliyor.
O iş yerindeki atmosfer çok kapsayıcı değil.
ve atmosfere salınmasını önleyen
Atmosfere çarptıklarında enerjileri ışığa dönüşür.
dünyayı çevreleyen ve koruyan bir atmosfer var
Atmosfere bu ilave sera gazı salınımının yapılması
Bu berbat bir ambiyans.
Sputnik 2 atmosferde yandığı zaman Laika öldü.
Yeşil bitkiler atmosferdeki karbondioksiti alırlar.
Uranüs atmosferi hidrojen, helyum ve metandan oluşur.
Ama atmosferde kalan karbondioksit yoğunluğu yalnızca
insanlığın yokluğunda küresel ısınmaya artırmak için atmosferde birikir.
Bilimcilere göre atmosfer yıldan yıla gittikçe daha fazla ısınıyor.
karbon atmosfere sera gazı olarak geri dönemez.
Bu çözücüler uçuculukları nedeniyle kullanıldıklarında atmosfere buharlaşırlar.
Asteroit, dünya'nın atmosferine girerken küçük parçalara bölündü.
Troposfer tüm atmosfer kütlesinin dörtte üçünü içerir.
Merkür, Güneş'e çok yakındır ve önemli bir atmosferi yoktur.
Atmosferde ne kadar yüksekte seyahat edersen o kadar az hava vardır.
"Oğlum" dedim, "uzayda atmosfer yok, ne bulutsusu?"
Her kararı eleştirerek Fransız karargahında zehirli bir atmosfer yaratılmasına yardımcı oldu.
bunun sebebi atmosfere salınımına devam ettiğimiz karbonun yarısı,
Bu yüzden, inandığın şeyleri sökmeye çalışan bir atmosfer var.