Translation of "River" in Turkish

A river!

Bir nehir!

- The river is dangerous.
- That river is dangerous.

O nehir tehlikeli.

A river flows.

Bir nehir akar.

- The river flowed over its banks.
- The river overflowed.

Nehir taştı.

The Shinano River is the longest river in Japan.

Shinano Nehri Japonya'daki en uzun nehirdir.

- This river is not polluted.
- This river isn't polluted.

Bu nehir kirli değildir.

- This river flows rapidly.
- The flow of this river is fast.
- This river flows quickly.

Bu nehrin akış hızlıdır.

- I dived into the river.
- I dove into the river.

Ben nehre daldım.

The Shinano River is longer than any river in Japan.

Shinano Nehri Japonya'daki herhangi bir nehirden daha uzundur.

Choked on river water

nehir suyu yutmaya başladım

The river is wide.

Nehir geniştir.

The river is dangerous.

Nehir tehlikelidir.

The river flows calmly.

Nehir sakin bir şekilde akıyor.

This river is beautiful.

Bu nehir güzel.

I see the river.

Nehri görüyorum.

Cry me a river.

Hüngür hüngür ağla.

The river was beautiful.

Nehir güzeldi.

This river flows quickly.

Bu nehir hızla akar.

He crossed the river.

O, nehri geçti.

That river is wide.

Bu nehir geniş.

That river is long.

Bu nehir uzun.

Go across the river!

Nehri geçin!

Is this a river?

Bu bir nehir mi?

Is this river shallow?

Bu nehir sığ mı?

This river flows rapidly.

Nehir hızla akar.

What's Japan's longest river?

Japonya'nın en uzun nehri hangisidir?

The river is high.

Nehir yüksektir.

What river is this?

Bu hangi nehir?

Tom crossed the river.

Tom nehrin karşısına geçti.

That river is dangerous.

O nehir tehlikeli.

The River Danube rises.

Tuna nehri yükseliyor.

- I was swimming in the river.
- I swam in the river.

Nehirde yüzüyordum.

- Tom has fallen into the river.
- Tom fell into the river.

Tom nehre düştü.

- He is swimming in the river.
- He swims in the river.

- O, nehirde yüzüyor.
- O, nehirde yüzer.

- The road is parallel to the river.
- The road parallels the river.

Yol nehre paraleldir.

- The river flows through the town.
- The river flows through the city.

Nehir kasabanın içinden geçer.

The Jordan River is the only river flowing into the Dead Sea.

Ürdün Nehri Ölü Deniz'e akan tek nehirdir.

- The river flooded the entire region.
- The river flooded the whole region.

Nehir tüm bölgeyi sular altında bıraktı.

The locals call this river the man-eating river and fear it.

Yerliler bu nehre adam yiyen nehir diyorlar ve ondan korkuyorlar.

- I may swim in the river.
- I can swim in the river.
- I am allowed to swim in the river.

Nehirde yüzebilirim.

- Swimming is not allowed in this river.
- Swimming is not permitted in this river.
- Swimming isn't permitted in this river.

Bu nehirde yüzmeye izin verilmez.

- Swimming is not allowed in this river.
- Swimming is not permitted in this river.
- Swimming isn't allowed in this river.

Bu nehirde yüzmeye izin verilmez.

Jaguars patrol the river bank,

Nehir kıyılarında jaguarlar kol gezer.

River passes under the pramit

pramit'in altından nehir geçiyor

The river is running dry.

Nehir kuruyor.

I swam in the river.

Nehirde yüzdüm.

The river has dried up.

Nehir kurudu.

Don't swim in the river.

Nehirde yüzme.

They drifted down the river.

Onlar nehrin aşağısına doğru sürüklendiler.

They live across the river.

Onlar nehrin karşısında yaşamaktadırlar.

The river is very low.

Nehrin seviyesi çok düşük.

We walked to the river.

Nehre doğru yürüdük.

The river is deep here.

Nehir burada derin.

He fell into the river.

O, nehre düştü.

He lives across the river.

O, nehrin karşı tarafında yaşıyor.

They swam across the river.

Onlar nehri yüzerek geçtiler.

We walked along the river.

Nehir boyunca yürüdük.

The river drains five provinces.

Nehir beş ili boşaltır.

They rowed up the river.

Onlar nehrin yukarısına doğru kürek çektiler.

Do you see the river?

Nehri görüyor musun?

The fugitive crossed the river.

Kaçak nehri geçti.

The Amazon is a river.

Amazon bir nehirdir.

Tom swam across the river.

Tom nehri yüzerek geçti.

He walked along the river.

O, nehir boyunca yürüdü.

A river divides the town.

Bir nehir kasabayı bölüyor.

He got across the river.

O, nehri geçti.

He swam across the river.

O, nehir boyunca yüzdü.

Tom swam in the river.

Tom nehirde yüzdü.

Row me across the river.

Beni nehrin karşısına geçir.

I found the river dirty.

Ben nehri kirli buldum.

The river is frozen over.

Nehir buz bağlamış.

Dan drove to the river.

Dan nehre doğru sürdü.

She lives across the river.

O, nehrin karşısında yaşıyor.

I went to the river.

Ben nehre gittim.

The road follows the river.

Yol nehri izler.

We couldn't cross the river.

Biz nehri geçemedik.

The broad river flows slowly.

Geniş nehir yavaşça akar.

He swims in the river.

O, nehirde yüzer.

We went to the river.

Biz nehre gittik.

Tom walked along the river.

Tom nehir boyunca yürüdü.

That river floods every year.

O nehir her yıl taşar.

I walked along the river.

Ben nehir boyunca yürüdüm.

What is this river called?

Bu nehre ne ad veriyorsunuz?

Every river has a source.

Her nehrin bir kaynağı vardır.

What river goes through Zaragoza?

Zaragoza'dan hangi nehir geçer?

Our house overlooks the river.

Evimiz nehre bakmaktadır.

Let's swim across the river.

Nehrin karşısında yüzelim.