Translation of "Pension" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Pension" in a sentence and their turkish translations:

Your pension, either.

Sizinkini de ödeyemezler.

Tom has a pension.

Tom'un emekli maaşı var.

I could lose my pension.

Emekli maaşımı kaybedebilirim.

Tom certainly has a pension.

Tom'un kesinlikle bir emekli maaşı var.

How will you pay their pension?

Nasıl hastalık, emekli maaşı vereceksiniz?

She lives on a small pension.

O, küçük bir emekli aylığıyla yaşıyor.

The old man lives on his pension.

Yaşlı adam emekli maaşı ile geçiniyor.

He has a pension to live on.

Geçimini sağlamak için bir emekli maaşı var.

My grandfather is living on a pension.

Dedem emekli maaşıyla geçiniyor.

She has to live on the pension.

O, emeklilik maaşıyla yaşamak zorunda.

The pension is not sufficient for living expenses.

- Emekli maaşı yaşam giderleri için yeterli değildir.
- Emekli maaşı geçim harcamaları için yeterli değildir.

It's hard for him to live on his small pension.

Küçük emeklilik maaşıyla yaşamak, onun için zordur.

The company gave him a large enough pension to live on.

Şirket, hayatını idame ettirmesi için, ona yetecek kadar bir emekli aylığı bağladı.

It was hard for him to live on his small pension.

Onun küçük bir emeklilik maaşıyla yaşaması zordu.

If these children will continue like that, they cannot pay my pension.

Bu çocuklar böyle kalırlarsa benim emekli paramı ödeyemezler.

- He retired on a pension at the age of sixty.
- He retired at sixty.
- He retired at the age of sixty.

O altmış yaşında emekli oldu.

Mary can't make ends meet on her pension. That's why she works half-days as a cleaning lady in a restaurant.

- Mary emekli maaşı ile geçimini sağlayamıyor. Bu yüzden bir restoranda yarım gün bir temizlikçi kadın olarak çalışıyor.
- Mary emekli maaşı ile iki yakasını bir araya getiremiyor. Bir restoranda yarım gün temizlikçi bir kadın olarak çalışmasının nedeni bu.