Translation of "Peacefully" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Peacefully" in a sentence and their turkish translations:

Tom slept peacefully.

Tom huzur içinde uyudu.

We demonstrated peacefully.

Biz barışçıl bir şekilde gösterdik.

Come out peacefully.

Huzurlu şekilde çık.

Everyone can live peacefully.

Herkes barış içinde yaşayabilir.

...who are marching peacefully,

... barışçıl bir şekilde yürüyen,

The cows graze peacefully.

İnekler huzur içinde otluyor.

Tom died very peacefully.

Tom çok huzurlu öldü.

His grandfather passed away peacefully.

Onun büyükbabası huzur içinde vefat etti.

The elderly couple died peacefully.

Yaşlı çift huzur içinde öldü.

- Tom passed away peacefully in his sleep.
- Tom died peacefully in his sleep.

Tom uykusunda huzur içinde öldü.

She passed away peacefully last night.

Dün gece huzur içinde öldü.

The two sisters lived very peacefully.

İki kız kardeş çok barışçıl bir biçimde yaşadılar.

International disputes must be settled peacefully.

Uluslararası anlaşmazlıkları, barışçıl bir şekilde çözümlenmeli.

Tom died peacefully in his sleep.

Tom uykusunda huzur içinde öldü.

My grandmother went peacefully in the night.

Büyükannem gece huzur içinde öldü.

My grandmother passed away peacefully last night.

Büyükannem dün gece huzur içinde öldü.

Tom looks as if he's sleeping peacefully.

Tom sanki barış içinde uyuyor gibi görünüyor.

She passed away peacefully in her sleep.

O, uykusunda huzur içinde vefat etti.

Mankind will succeed in using nuclear energy peacefully.

İnsanlık nükleer enerjinin barışçıl kullanımında başarılı olacaktır.

As of now I'll be able to sleep peacefully.

Şu an itibarıyla güzel güzel uyuyabileceğim.

My dream is to live peacefully in the village.

Hayalim köyde huzur içinde yaşamaktır.

My dream is to live peacefully in a village.

Hayalim bir köyde huzur içinde yaşamaktır.

He died peacefully in bed at the age of 86.

O seksen altı yaşında yatakta huzur içinde öldü.

Tom slept peacefully as the underground train rattled on its way.

Metro treni yolunu sarsarken Tom güzel güzel uyudu.

- I could live peacefully here.
- We could live in peace here.

Burada barış içinde yaşayabilecektim.

The general lived the rest of his life peacefully after his retirement.

General emekli olduktan sonra hayatının geri kalanını barış içinde yaşadı.

Different nations can only coexist peacefully if they respect each other's respective culture.

Farklı uluslar ancak birbirlerinin kültürlerine saygı duyarlarsa bir arada yaşayabilirler.

Tom died peacefully at his home in Boston in the early hours of the morning.

Tom sabahın erken saatlerinde Boston'daki evinde huzur içinde öldü.

He had gone there to help garbage workers strike peacefully for better pay and working conditions.

Daha iyi maaş ve daha iyi çalışma koşulları için temizlik emekçileri grevine barış içinde yardım etmek için oraya gitmişti.

- Mankind will succeed in making peaceful use of atomic energy.
- Mankind will succeed in using nuclear energy peacefully.

İnsanlık nükleer enerjiyi barışçıl biçimde kullanarak başarılı olacaktır.

When I die, I want to die like my grandfather who died peacefully in his sleep. Not screaming like all the passengers in his car.

Ölürsem, yatağında huzur içinde ölen büyük babam gibi ölmek isterim. Arabasındaki tüm yolcular gibi çığlık atarak değil.