Translation of "Marching" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Marching" in a sentence and their turkish translations:

...who are marching peacefully,

... barışçıl bir şekilde yürüyen,

The women are marching.

Kadınlar yürüyor.

Tom joined the marching band.

Tom bandoya katıldı.

The parade included six marching bands.

Geçit töreni altı tane bando içeriyordu.

The soldiers were marching two abreast.

Askerler iki sıra halinde yürüyorlardı.

I might join the marching band.

Ben yürüyüş grubuna katılabilirim.

Nazis are marching in the streets.

Naziler sokaklarda yürüyorlar.

Tom is in the marching band.

- Tom bandoda.
- Tom bando takımında.

His troops by marching into hostile Hungarian territory.

Macar Kralı başlangıçta, düşmanın Macar topraklarında ilerleyerek Bayezid'in birliklerini yenmeye çalıştığı bir savunma stratejisini tercih etti.

A brass band is marching along the street.

Bir bando cadde boyunca uygun adımlarla yürüyüş yapıyor.

Tom is a member of the marching band.

Tom bandonun bir üyesidir.

The US budget for the military marching bands alone

ABD'nin askeri birlikler için bütçesi

And that Bennigsen was also marching up from Dresden.

ve Bennigsen Dresden'den yürüyüşe başlamıştı.

As night falls he signals his army to proceed marching.

Gecenin çökmesiyle ordusuna ilerlemeyi başlatmaları için sinyal verdi.

Over the following three days the marching column continues unopposed.

Takip eden 3 gün boyunca yürüyüş bir engelle karşılaşmadı.

But it involved no marching, and I was just so devastated.

ama bir banyo yürüyüşü olmaması benim için üzücüydü.

- I was walking around the school.
- I was marching around the school.

Okulun etrafında yürüyordum.

They start marching to Ankara for the Treaty of Sèvres to be signed.

Sevr Antlaşması’nı imzalatmak için Ankara’ya doğru yürüyüşe geçiyorlar.

Ottomans from the continent, by marching through Bulgaria to capture the capital Edirne

Bulgaristan'ı geçerken son bir yürüyüş için ısrar ettiler

Our university chartered a plane for the football team and the marching band.

Üniversitemiz futbol ve bando takımları için bir uçak kiraladı.

By the end of the retreat, he was marching  on foot, with frostbitten fingers. When  

Geri çekilmenin sonunda parmakları donmuş halde yürüyerek yürüyordu.

Harold Godwinson marched very quickly up to York, and kept on marching through York, and

Harold Godwinson çok hızlı bir şekilde York'a yürüdü ve York'ta yürümeye devam etti