Translation of "Elderly" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Elderly" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's elderly.
- Tom is elderly.

Tom yaşlı.

- I respect elderly people.
- I respect the elderly.

Yaşlılara saygı duyarım.

Tom was elderly.

Tom yaşlıydı.

Don't interrupt the elderly.

Yaşlıların sözünü kesme.

The organist was elderly.

Orgçu yaşlıydı.

Let's warn our elderly.

Yaşlılarımızı uyaralım.

The elderly couple died peacefully.

Yaşlı çift huzur içinde öldü.

This elderly person said something.

Bu yaşlı kişi bir şey söyledi.

Who should look after the elderly?

Oldukça yaşlılara kim bakmalı?

Mrs. Smith is an elderly lady.

Bayan Smith yaşlı bir hanımdır.

You need to respect the elderly.

Yaşlılara saygı duymalısınız.

That's why elderly people love you.

Yaşlı insanlar seni bu yüzden seviyor.

She lived with her elderly grandmother.

O, yaşlı büyükannesiyle birlikte yaşıyordu.

I don't look like I'm elderly.

- Ben yaşlıyım gibi görünmüyorum.
- Yaşlı gibi görünmüyorum.
- Yaşlı gibi gözükmüyorum.
- Yaşlı gözükmüyorum.

Elderly in all populations are at risk,

Tüm popülasyonlardaki yaşlılar risk altındadır,

My husband's elderly aunt was burned alive,

Kocamın yaşlı teyzesi diri diri yandı.

This is a problem for elderly people.

Bu, yaşlı insanlar için bir sorundur.

We must take care of the elderly.

Yaşlılarla ilgilenmeliyiz.

We should show respect to elderly people.

Yaşlı insanlara saygı göstermeliyiz.

The elderly woman was frail but feisty.

Yaşlı kadın narin ama alıngandı.

These rural villages are left with only elderly,

kırsal kesimlerde sadece kendilerini sefil yoksulluktan

Let's not leave our elderly on the street

Yaşlılarımızı sokağa bırakmayalım

The elderly couple drive a brand new sedan.

Yaşlı çift yepyeni bir sedan sürüyor.

She helped the elderly man cross the road.

O, yaşlı adamın yolu geçmesine yardımcı oldu.

Inhospitality against the elderly is an unfortunate thing.

Yaşlıya karşı konuksever olmamak talihsiz bir şey.

Tom gave his seat to an elderly lady.

Tom yaşlı bir bayana koltuğunu verdi.

An elderly person was resting under a tree.

Yaşlı bir adam ağacın altında dinleniyordu.

Sami highjacked a car from an elderly man.

Sami yaşlı bir adamdan bir araba çaldı.

But there's many elderly people who are avoiding care

Ancak bakımını ihmal eden pek çok yaşlı insan var,

He is very concerned about his elderly parent's health.

O, yaşlı ebeveynlerinin sağlığı hakkında çok endişeli.

The elderly man takes strong drugs for his heart.

Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.

My elderly uncle and aunt are both rather straitlaced.

Yaşlı amcam ve halam ikisi de epey katı ahlakçıdır.

My parents told me we should respect the elderly.

Annem ve babam bana, yaşlılara saygı göstermemiz gerektiğini söyledi.

The bus was empty except for one elderly woman.

Yaşlı bir kadın dışında otobüs boştu.

He was a short, elderly man with thick glasses.

O , kısa, yaşlı, kalın gözlüklü bir adamdı.

The blind nurse devoted herself to caring for the elderly.

Kör hemşire kendini yaşlıların bakımı için adadı.

Dan and Linda met an elderly couple at the park.

Dan ve Linda parkta yaşlı bir çiftle tanıştılar.

The elderly man was almost run over by a car.

Yaşlı adam neredeyse bir araba tarafından eziliyordu.

My parents told me that we should respect the elderly.

Ailem bana yaşlılara saygı göstermemiz gerektiğini söyledi.

An elderly man was sitting alone on a dark path.

Yaşlı bir adam karanlık bir yolda yalnız oturuyordu.

- It's popular among senior citizens.
- It's popular among the elderly.

Bu, yaşlılar arasında popülerdir.

Elderly people are more likely to die from the coronavirus.

- Yaşı yüksek olanların koronadan ölme ihtimali daha yüksek.
- Yaşlıların korona virüsünden dolayı hayatlarını kaybetme ihtimalleri daha fazla.

There is a preferential price for unemployed people and the elderly.

İşsiz insanlar ve yaşlılar için tercihli bir fiyat vardır.

A change of opinions is almost unknown in an elderly military man.

Yaşlı bir askeri adamda bir görüş değişikliği neredeyse bilinmiyor.

The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.

- Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
- Görevli polis memuru, ardından gelen yaşlı bir adamı algıladı.

Kids and teenagers on the one hand, and the elderly on the other hand,

çocuklar ve gençler, öte yanda yaşlıların uyarılardan en az ihtimalle

From children to the elderly, sensible exercise has a good effect on the body.

Çocuklardan yaşlılara mantıklı egzersizin vücutta iyi bir etkisi var.

The elderly people are ready to sacrifice for their grandchildren, if they have to.

Yaşlı insanlar, zorunda kalırlarsa torunları için fedakârlıkta bulunmaya hazırdırlar.

A very elderly couple is having an elegant dinner to celebrate their 75th wedding anniversary.

Çok yaşlı bir çift 75.evlilik yıldönümünü kutlamak için şık bir akşam yemeğine çıkıyor.

We take out of bed an elderly person who is obviously suffering, dragging him into meetings.

Acı çektiği her hâlinden belli olan yaşlı bir insanı, zorla yatağından kaldırıp toplantılara sürüklüyoruz.

- I met an old woman.
- I met with an old woman.
- I met an elderly woman.

Yaşlı bir kadınla tanıştım.

- She gave her seat to a senior citizen.
- She gave her seat to an elderly person.

O, koltuğunu yaşlı bir kişiye verdi.

- The elderly lady is busy in the garden.
- The old woman is busy in the garden.

Yaşlı kadın bahçede meşgul.

In America elderly people are not given the same degree of respect they receive in many other countries.

Amerika'daki yaşlı insanlara diğer birçok ülkede aldıkları saygı aynı derecede verilmez.

To do our part to protect the elderly, we work to educate and watch out for our clients during our caregiving activities.

Yaşlıları korumak için üzerimize düşeni yapmak amacıyla, bakım çalışmalarımız sırasında müşterilerimizi eğitmeye ve onlara göz kulak olmaya çalışıyoruz.

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

Why do these elderly politicians spend so much time and effort trying to get reelected? Their lives are not likely to last much longer.

Bu yaşlı politikacılar neden yeniden seçilmeye çalışmak için bu kadar çok zaman ve emek harcıyorlar? Hayatlarının çok daha uzun sürmesi muhtemel değildir.

If you have symptoms of the cold, don't have any contact with the elderly and the chronically ill and don't go out without wearing a mask.

Soğuk algınlığı belirtiniz varsa yaşlılarla ve kronik hastalığı olanlarla temas etmeyin ve maske takmadan dışarı çıkmayın.