Translation of "Ninety" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Ninety" in a sentence and their turkish translations:

They have ninety dollars.

Doksan dolarları var.

Please read page ninety-four.

Lütfen sayfa doksan dördü oku.

She lived to be ninety.

O doksan yaşına kadar yaşadı.

He lived to be ninety.

O, doksan yaşına kadar yaşadı.

Tom lived to be ninety.

Tom doksan yaşına kadar yaşadı.

Ninety-nine always makes me laugh.

Doksan dokuz her zaman beni güldürür.

The old man is above ninety.

Yaşlı adam doksanın üzerindedir.

My grandfather lived to be ninety.

Dedem doksan yaşına kadar yaşadı.

A right angle has ninety degrees.

Dik açı doksan derecedir.

Forty-five times two is ninety.

İki kere kırk beş doksan yapar.

Mary lived for ninety-nine years.

Mary doksan dokuz yıl yaşadı.

My uncle lived to be ninety.

Amcam doksana ayak bastı

A hundred minus ninety is ten.

Yüz eksi doksan ondur.

Ninety percent of everything is crap.

Her şeyin yüzde doksanı saçmalık.

I must weigh at least ninety kg.

Ben en az doksan kilo ağırlığında olmalıyım.

Eskimos have ninety different words for snow.

Eskimoların kar için doksan farklı kelimesi var.

Tom turns ninety the day after tomorrow.

Tom yarından sonraki gün doksan yaşına girecek.

My grandfather is ninety-nine years old.

Dedem doksan dokuz yaşında.

Ninety percent of lion kills happen at night.

Aslanlar, avlarının yüzde 90'ını geceleri öldürür.

Few people live to be ninety years old.

Az sayıda kişi doksan yaşına kadar yaşar.

Tom died at the age of ninety-nine.

Tom doksan dokuz yaşındayken öldü.

He is likely to live to be ninety.

- Onun doksan yaşına kadar yaşaması muhtemel.
- Doksanı devirmesi muhtemel.

The delegates voted ninety-five times without success.

Delegeler başarılı olmadan doksan beş kez oy kullandı.

Grandpa is not glad to be ninety-six.

Büyükbaba doksan altı yaşında olmaktan mutlu değil.

One and a half hours are ninety minutes.

Bir buçuk saat doksan dakikadır.

And Enos lived ninety years, and begot Cainan.

Enoş doksan yaşındayken oğlu Kenan doğdu.

- I am sure of his living to be ninety years old.
- I'm certain that he will live to be ninety.

Onun doksan yaşına kadar yaşayacağından eminim.

Ninety-eight percent of them are active on mobile.

Çin'in kullanıcılarının %98'i mobilde aktif.

My grandmother lived to be ninety-five years old.

Büyükannem doksan beş yaşına kadar yaşadı.

He told me that his grandfather is over ninety.

Büyükbabasının doksanın üzerinde olduğunu söyledi.

It's valid until March thirty-first, nineteen-ninety-seven.

O, 31 Mart, 1997 tarihine kadar geçerlidir.

My grandfather lived to be ninety-nine years old.

Dedem doksan dokuz yaşına kadar yaşadı.

Thirty-five degrees centigrade equals ninety-five degrees Fahrenheit.

Otuz beş santigrat derece doksan beş Fahrenheit dereceye eşittir.

My grandmother is already more than ninety years old.

Büyükannem zaten doksan yaşından fazla.

Ninety percent of all drivers think they're above average.

Tüm sürücülerin yüzde doksanı, ortalamanın üzerinde olduklarını düşünür.

- Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, hundred.
- Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, one hundred.

On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.

"How much is this handkerchief?" "It is ninety-five cents."

"Bu mendil ne kadar?" "Doksan beş sent."

- It is not rare at all to live over ninety years.
- It's not at all rare to live to be over ninety years old.

Doksan yıldan fazla yaşamak hiç ender değildir.

I can not forget this situation: I wrote like ninety pages,

bu durumu unutamıyorum: Böyle doksan sayfa filan yazmışım,

It is not rare at all to live over ninety years.

Doksan yıldan fazla yaşamak hiç ender değildir.

Ninety-five percent of orphans are older than 5 years old.

Yetimlerin yüzde doksan beşi 5 yaşından büyüktür.

There's an eighty to ninety percent chance that Jane will come.

Jane büyük bir olasılıkla gelecek.

Ninety percent of adults in the United States now have cellphones.

ABD'de yetişkinlerin yüzde doksanının şimdi cep telefonları var.

I am sure of his living to be ninety years old.

Ben onun doksan yaşına kadar yaşayacağına eminim.

Ninety percent of the people in this country don't exercise regularly.

Bu ülkedeki insanların yüzde doksanı düzenli olarak egzersiz yapmaz.

Ninety percent of road deaths are the result of human error.

Yol ölümlerin yüzde doksanı insan hatası sonucudur.

Ninety percent of our lawyers serve 10 percent of our people.

Avukatlarımızın yüzde doksanı insanlarımızın yüzde 10'una hizmet ediyor.

- It's not at all rare to live to be over ninety years old.
- It isn't at all rare to live to be over ninety years old.

Doksan yaşına kadar yaşamak hiç ender değildir.

Ninety percent of what they say may be wrong, in your view.

Sizin nazarınızda dediklerinin yüzde doksanı yanlış olabilir.

ninety- nine percent, then India by about six point twenty-four percent,

Gaz. Bunu yüzde doksan dokuzu yüzde on beş ile Amerika Birleşik Devletleri

- He lived to be ninety.
- He lived until the age of 90.

90 yaşına kadar yaşadı.

The old man in front of us is ninety-two years old.

Önümüzde yaşlı adam doksan iki yaşında.

Clyde Tombaugh died at the age of ninety on January 17, 1997.

Clyde Tombaugh 17 Ocak 1997 tarihinde doksan yaşında öldü.

Nine thousand nine hundred and ninety-nine plus one is ten thousand.

Dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz artı bir bindir.

The old woman is ninety years old, but her cognitive abilities are impressive.

Yaşlı kadın doksan yaşında ama onun zihinsel yetenekleri etkileyici.

The youngest car company in the United States is more than ninety years old.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en genç otomobil şirketi doksan yaşından fazladır.

We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.

Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var.

And all the days of Malaleel were eight hundred and ninety-five years, and he died.

Mahalalel toplam sekiz yüz doksan beş yıl yaşadıktan sonra öldü.

- How do you say "ninety-seven" in various languages?
- How do you say 97 in various languages?

- Çeşitli dillerde 97'yi nasıl söylersin?
- Çeşitli dillerde "doksan yedi"'yi nasıl söylersin?

And Lamech lived after he begot Noah, five hundred and ninety-five years, and begot sons and daughters.

Nuh'un doğumundan sonra Lemek beş yüz doksan beş yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

On her ninety-sixth birthday, Caroline Herschel was awarded the King of Prussia's Gold Medal of Science for her lifelong achievements.

Caroline Herschel 96. doğum gününde, yaşam boyu başarıları nedeniyle Prusya Kralı'nın Bilim Altın Madalyasıyla ödüllendirildi

- It is probable that Jane will come.
- Jane is likely to come.
- Jane is very likely to come.
- There's a good chance that Jane will come.
- There's an eighty to ninety percent chance that Jane will come.
- Jane is more than likely to come.
- It's quite likely that Jane will come.

Büyük olasılıkla Jane gelecek.