Translation of "Man's" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Man's" in a sentence and their turkish translations:

One man's medicine is another man's poison.

Kimini mutlu kılan şey, diğerini huzursuz eder.

One man's gain is another man's loss.

Birinin kazancı diğerinin kaybıdır.

One man's loss is another man's gain.

- Birinin kaybı bir başkasının kazancıdır.
- Sen kaybedersen başkası kazanır.

One man's trash is another man's treasure.

Bir adamın çöpü başka bir adamın hazinesidir.

One man's meat is another man's poison.

Birine yarar ötekine zarar.

One man's terrorist is another man's freedom fighter.

Birinin teroristi diğerinin özgürlük savaşcısı.

A drunk man's words are a sober man's thoughts.

Hakikat şaraptadır.

- Dogs are man's closest friends.
- Dogs are man's best friends.
- Dogs are man's best friend.
- The dog is man's best friend.

Köpek insanın en iyi dostudur.

That's a man's job.

O bir erkek işi.

Man's knowledge is finite.

İnsanın bilgisi sınırlıdır.

Man's but a bubble.

Hayat bir sabun köpüğü gibidir.

Man's power is knowledge.

İnsanın gücü bilgidir.

What's that man's name?

O adamın adı ne?

A man's got to do what a man's got to do.

İnsan yapması gerekeni yapmalı.

- Dog is man's best friend.
- The dog is man's best friend.

Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.

- A dog is a man's best friend.
- Dog is man's best friend.
- The dog is man's best friend.

Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.

[Bear] You know what they say, one man's trash, another man's treasure.

Ne derler bilirsiniz, birinin çöpü başkasının hazinesidir.

Man's IQ level equals age

Adamın IQ seviyesi ile yaşı eşit

The old man's anger melted.

İhtiyar adamın öfkesi yatıştı.

Dog is man's best friend.

Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.

Dogs are man's best friend.

Köpekler insanın en iyi dostudur.

Dogs are man's best friends.

Köpekler insanın en iyi dostlarıdır.

Wine makes man's heart happy.

Şarap insanın kalbini mutlu eder.

We bought the man's house.

Biz adamın evini satın aldık.

A man's penis controls him.

Bir adamı penisi kontrol eder.

The man's name is Tom.

Adamın adı Tom.

I heard a man's voice.

Ben bir erkek sesi duydum.

This man's shouting at me!

Bu adam bana bağırıyor ya!

Dogs are man's closest friends.

Köpekler insanın en yakın arkadaşlarıdır.

- Truth is in wine.
- A drunk man's words are a sober man's thoughts.

Hakikat şaraptadır.

She healed a grown man's pain.

yetişkin bir adamın yarasını iyileştirdi.

Google is our modern man's God.

Google, modern insanın Tanrısı.

It is man's lot to suffer.

Acı çekmek insanın kaderinde var.

The man's name was Francisco Pizzaro.

Adamın adı Francisco Pizzaro idi.

The man's behavior was very odd.

Adamın davranışı çok garipti.

Ken couldn't recall that man's name.

Ken o adamın adını hatırlayamadı.

A man's home is his castle.

Bir erkeğin evi onun kalesidir.

Do you know this man's name?

Bu adamın adını biliyor musun?

Did you recognize that man's voice?

O adamın sesini tanıdın mı?

What was the young man's name?

Genç adamın adı neydi?

Such work tempers a man's character.

Bu tür çalışma bir erkeğin karakterini güçlendirir.

I didn't like that man's looks.

O adamın görünüşünü sevmedim.

I'll answer for this man's honesty.

Ben bu adamın dürüstlüğü için cevap vereceğim.

It is man's destiny to suffer.

Acı çekmek insanın kaderidir.

The children played blind man's buff.

Çocuklar kör ebe oynadı.

The man's name is Tom Jackson.

Adamın adı Tom Jackson.

A man's character is his fate.

Bir insanın karakteri onun kaderidir.

The young man's name is Tom.

Genç adamın adı Tom.

Do you remember that man's name?

O adamın adını hatırlıyor musun?

- I'm a child in a man's body.
- I am a child in a man's body.

Bir erkeğin bedenindeki bir çocuğum.

Tom agreed to marry that man's daughter with the promise that he'd inherit the man's business.

Tom o adamın kızıyla adamın işini miras alacağı vaadi ile evlenmeyi kabul etti.

The sick man's life is in danger.

Hasta adamın hayatı tehlikede.

Well do I remember the man's name.

O adamın ismini çok iyi hatırlıyorum.

The priest took the sick man's place.

Rahip hasta adamın yerini aldı.

The young man's face became even redder.

Genç adamın yüzü daha kızardı.

This man's behaviour is mysterious and suspect.

Bu adamın davranışı gizemli ve şüphelidir.

I remember that man's name very well.

O adamın adını çok iyi hatırlıyorum.

Man's body is a sort of machine.

İnsan vücudu bir tür makinedir.

That man's helped my family a lot.

O adam aileme çok yardımcı oldu.

What that man's done is an outrage.

O adamın yaptığı şey bir zorbalık.

The goat was the poor man's cow.

Keçi yoksul adamın ineğiydi.

Can you tell me that man's name?

Bana şu adamın adını söyleyebilir misin?

I think I heard a man's voice.

Bir erkek sesi duyduğumu düşünüyorum.

A shark snapped the man's leg off.

Bir balina adamın bacağını kopardı.

A dog is a man's best friend.

Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.

- Water was found in the dead man's lungs.
- The water was found in the dead man's lungs.

Ölü adamın akciğerlerinde su bulundu.

- Enlightenment is man's leaving his self-imposed immaturity.
- Enlightenment is man's emergence from his self-incurred immaturity.

Aydınlanma, insanın kendi kendine maruz kaldığı olgunlaşmamışlıktan ortaya çıkmasıdır.

Man's skin is very sensitive to temperature changes.

- İnsan derisi hava sıcaklığı değişimlerine karşı oldukça duyarlıdır.
- Cildimiz ortam sıcaklığındaki dalgalanmalardan kolaylıkla etkilenebilir.

A man's life has its ups and downs.

Bir insanın hayatının inişleri ve çıkışları vardır.

I saw a man's face inside the window.

Pencerede bir adamın yüzünü gördüm.

I saw a man's face in the window.

Pencerede bir adam yüzü gördüm.

Water was found in the dead man's lungs.

Ölü adamın akciğerlerinde su bulundu.

He cheated on me with another man's wife.

O beni başka bir adamın karısıyla aldattı.

Let's play a game of blind man's buff.

Körebe oyunu oynayalım.

Are you sure that man's name is Tom?

- O adamın adının Tom olduğuna emin misin?
- O adamın adının Tom olduğundan emin misiniz?

The man's third attempt to stop smoking failed.

Adamın sigarayı bırakmak için üçüncü girişimi başarısız oldu.

The old man's beard was long and thin.

Yaşlı adamın sakalı uzun ve inceydi.

Okay, now we're committed to this Dead Man's Anchor.

Tamam, şimdi bu Ölü Adam Çapası'na kendimizi bağladık.

Its wingspan like the spread of a man's hand.

Kanat açıklığı erkek elinin açık hâli kadardır.

Each man's pay was in proportion to his work.

Her birinin ödemesi onun eseri ile orantılıydı.

A few words may betray a man's true character.

Birkaç sözcük, bir erkeğin gerçek karakterine ihanet edebilir.

The detective found absolute proof of the man's guilt.

Dedektif adamın suçuyla ilgili kesin kanıtı buldu.

Can you tell me what that man's name is?

O adamın adının ne olduğunu bana söyleyebilir misiniz?

A man's body dies, but his soul is immortal.

Bir insanın vücudu ölür, ama ruhu ölümsüzdür.

I remember the man's face, but forgot his name.

Adamın yüzünü hatırlıyorum, ama adını unutmuşum.

A man's heart is about as large as his fist.

Bir insanın kalbi yaklaşık yumruğu kadar büyüktür.

Each man's pay will be in proportion to his work.

Her insanın ödemesi çalışması ile orantılı olacaktır.

You should set a high value on every man's life.

Her insanın yaşamına çok değer vermelisin.

The way to a man's heart is through his stomach.

Bir erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.