Examples of using "Kisses" in a sentence and their turkish translations:
- Öptüm!
- Öpüldün!
O onun yanağını öper.
Julia kızını öper.
O onun yanağını öper.
Onun öpücüklerini özlüyorum.
Fadil'in öpücüklerini seviyorum.
Tom beni asla öpmez.
Mary artık nadiren kocasını öpüyor.
Adam kadını öper.
Tom artık Mary'yi hiç öpmüyor.
Mary asla kocasını öpmez.
Tom asla karısını öpmez.
Tom artık beni hiç öpmüyor.
Tom kızını öpücüklere boğdu.
Sana bin tane öpücük gönderiyorum.
Tom'un kimi öptüğü umurumda değil.
Tom'u kimin öptüğü umurumda değil.
Kimin seni öptüğü umurumda değil.
Tom her sabah Mary'ye elveda öpücüğü verir.
Tom neredeyse çocuklarını hiç öpmüyor.
Tom artık nadiren karısını öpüyor.
Tom artık eşini nadiren öpüyor.
Tom her zaman Mary'ye günaydın öpücüğü verir.
Tom artık karısını hiç öpmüyor.
Tom öpüşürken gözlerini kapar.
Öpücüğün birçok farklı türü vardır.
Öpücükler, sarılmalar, sevgiler ... hepsi sahteydi.
Tom'un beni öpme şeklini seviyorum.
Tom artık çok nadiren çocuklarını öpüyor.
Tom artık neredeyse çocuklarını hiç öpmüyor.
Mary artık neredeyse kocasını hiç öpmüyor.
Tom artık neredeyse karısını hiç öpmüyor.
Tom çocuğunu günde yüzlerce kez öpüyor.
- O, çocuğunu günde yüz kere öper.
- Çocuğunu günde yüz kere öpüyor.
O, çocuğunu günde yüz kez öper.
Mary çocuğunu günde yüz kere öper.
Tom Mary'nin onu herkesin önünde öptüğünde bundan hoşlanmaz.
Cesur şövalye ileri adım atıp bayanın elini öper.
Tom Mary'ye doğru döndü ve ona iki öpücük verdi, her yanağına bir tane.
Bir kadın kızdığında, onu rahatlatmak için ihtiyacın olan tek şey dört küçük öpücüktür.
Bir kadın kızgın olduğunda, onu mutlu etmek için sadece dört küçük öpücüğe ihtiyacın var.