Translation of "Kisses" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Kisses" in a sentence and their turkish translations:

Kisses!

- Öptüm!
- Öpüldün!

- He kisses her cheek.
- She kisses his cheek.

O onun yanağını öper.

Julia kisses her daughter.

Julia kızını öper.

He kisses her cheek.

O onun yanağını öper.

I miss his kisses.

Onun öpücüklerini özlüyorum.

I love Fadil's kisses.

Fadil'in öpücüklerini seviyorum.

Tom never kisses me.

Tom beni asla öpmez.

- Mary seldom kisses her husband anymore.
- Mary rarely kisses her husband anymore.

Mary artık nadiren kocasını öpüyor.

The man kisses the woman.

Adam kadını öper.

Tom never kisses Mary anymore.

Tom artık Mary'yi hiç öpmüyor.

Mary never kisses her husband.

Mary asla kocasını öpmez.

Tom never kisses his wife.

Tom asla karısını öpmez.

Tom never kisses me anymore.

Tom artık beni hiç öpmüyor.

Tom smothered his daughter with kisses.

Tom kızını öpücüklere boğdu.

I send you a thousand kisses.

Sana bin tane öpücük gönderiyorum.

I don't care who Tom kisses.

Tom'un kimi öptüğü umurumda değil.

I don't care who kisses Tom.

Tom'u kimin öptüğü umurumda değil.

I don't care who kisses you.

Kimin seni öptüğü umurumda değil.

Tom kisses Mary goodbye every morning.

Tom her sabah Mary'ye elveda öpücüğü verir.

Tom almost never kisses his children.

Tom neredeyse çocuklarını hiç öpmüyor.

Tom seldom kisses his wife anymore.

Tom artık nadiren karısını öpüyor.

Tom rarely kisses his wife anymore.

Tom artık eşini nadiren öpüyor.

Tom always kisses Mary good morning.

Tom her zaman Mary'ye günaydın öpücüğü verir.

Tom never kisses his wife anymore.

Tom artık karısını hiç öpmüyor.

Tom closes his eyes when he kisses.

Tom öpüşürken gözlerini kapar.

There are many different types of kisses.

Öpücüğün birçok farklı türü vardır.

Kisses, hugs, affections... it was all fake.

Öpücükler, sarılmalar, sevgiler ... hepsi sahteydi.

I love the way Tom kisses me.

Tom'un beni öpme şeklini seviyorum.

Tom very seldom kisses his children anymore.

Tom artık çok nadiren çocuklarını öpüyor.

Tom hardly ever kisses his children anymore.

Tom artık neredeyse çocuklarını hiç öpmüyor.

Mary hardly ever kisses her husband anymore.

Mary artık neredeyse kocasını hiç öpmüyor.

Tom hardly ever kisses his wife anymore.

Tom artık neredeyse karısını hiç öpmüyor.

Tom kisses his child a hundred times a day.

Tom çocuğunu günde yüzlerce kez öpüyor.

He kisses his child a hundred times a day.

- O, çocuğunu günde yüz kere öper.
- Çocuğunu günde yüz kere öpüyor.

She kisses her child a hundred times a day.

O, çocuğunu günde yüz kez öper.

Mary kisses her child a hundred times a day.

Mary çocuğunu günde yüz kere öper.

Tom doesn't like it when Mary kisses him in public.

Tom Mary'nin onu herkesin önünde öptüğünde bundan hoşlanmaz.

The brave knight steps forward and kisses the lady on the hand.

Cesur şövalye ileri adım atıp bayanın elini öper.

Tom turned towards Mary and gave her two kisses, one on each cheek.

Tom Mary'ye doğru döndü ve ona iki öpücük verdi, her yanağına bir tane.

When a woman's angry, four little kisses are all you need to comfort her.

Bir kadın kızdığında, onu rahatlatmak için ihtiyacın olan tek şey dört küçük öpücüktür.

When a woman's angry, you only need four little kisses to make her happy.

Bir kadın kızgın olduğunda, onu mutlu etmek için sadece dört küçük öpücüğe ihtiyacın var.