Examples of using "Virtue" in a sentence and their turkish translations:
Nezaket bir erdemdir.
Sabır bir erdemdir.
Ilımlılık bir erdemdir.
Özlülük bir erdemdir.
Sadakat bir erdemdir.
Affetme bir erdemdir.
Simetri bir erdemdir.
Dürüstlük bir erdemdir.
- Sadelik bir erdemdir.
- Basitlik bir erdemdir.
Leyla'nın namusu ele geçirilemezdi.
Leyla namusunu kaybetti.
nezaketin getirdiği erdem.
Kahramanlık büyük bir erdemdir.
Özür dilemek büyük bir erdemdir.
Cesaret mükemmel bir erdemdir.
Alçakgönüllülük unutulmuş bir erdemdir.
Dürüstlük büyük bir erdemdir.
Fazilet onun kendi mükafatıdır.
Otantiklik en büyük erdemdir.
Sabır en güzel erdemdir.
Sabır benim sahip olmadığım bir erdemdir.
Sağduyu nadir ve önemli bir erdemdir.
Mary şüpheli erdemin bir kadını.
Bugünlerde sabır nadir bir erdemdir.
Sakinlik, güçlünün bir erdemidir.
O çabaları sayesinde başarmıştır.
Tom duyar kasmada oldukça iyidir.
Senin planının pratik olma üstünlüğü var.
Bu erdeme "saf nezaket" demeyi seviyorum.
O, ahlaksızlığı erdemden ayıramayacak kadar çok üzgündü.
Erdem, belki de sadece ruhun nezaketidir.
Bunu mümkün kılan, nezaket erdemiydi.
O, babasının bağlantıları sayesinde işi aldı.
Cesaretsiz mutluluk veya mücadelesiz erdem yoktur.
Öğretmen Romalıların erdemleri hakkında konuşuyordu.
eğer Layla kızlığını kaybetmiş olsaydı, toplum muhtemelen bu olayı araştırırdı.
Gerçek duygularını göstermek Japonya'da bir erdem olarak düşünülmemektedir.
Ben, para sayesinde yurtdışında eğitim yapabildim.
Erdem haricinde hiçbir şey arkadaşlıktan daha mükemmel değildir.
Adam çabaları sayesinde işi başarmış olmalı.
O çok sıkıntıdaydı ama mecbur olduğu işi isteyerek yaptı.
O sıkı çalışma ve iyi iş duygusundan dolayı zengin oldu.
Leyla eğitimli bir kadın değildi ve sahip olduğu tek şey onun erdemiydi.
Erdemli bir kız için yeni bir erkek bulmak çok basit.
Öğretmen Romalıların cesareti hakkında konuştu.