Examples of using "Touched" in a sentence and their turkish translations:
Birisi bana dokundu.
Bize temas edildi.
Sen kalbime dokundun.
Tom müteessir görünüyordu.
- Ben hislendim.
- Ben duygulandım.
Bana dokundu.
Ben birine dokundum.
- Gerçekten etkilendik.
- Cidden hislendik.
Tom'a temas edildi.
Tom'a dokundum.
Tom dokunulmuş görünüyor.
Gerçekten çıldırdım.
Hiç kimse bana dokunmadı.
Hiçbir şeye dokunulmamış.
Onlara dokundum.
Ona dokundum.
Ona dokundum.
Silahıma kim dokundu?
O asla şaraba dokunmadı.
Ona hiç dokunmadım.
Tom'a asla dokunmadım.
Omuzuma dokundu.
O benim omzuma dokundu.
O, elime dokundu.
Elime dokundu.
- Ben keçileri kaçırdım.
- Ben çatlağım.
Hiçbir şeye dokunmadık.
Ben dibe dokundum.
Tom benim koluma dokundu.
Bir şeye dokunmadım.
Hatırlamana sevindim.
O bir karakurbağasına dokundu.
O onun saçına dokundu.
Frost çiçeğe dokundu.
Onun kibarlığı beni etkiledi.
Kalbime dokundun.
Hiçbir şeye dokunulmamalı.
Tom omzuma dokundu.
Tom'a gerçekten dokunuldu.
Tom bana hiç dokunmadı.
Dudakları onunkilere dokundu.
Onlara hiç dokunmadım.
Ona hiç dokunmadım.
O usulca ona dokundu.
Dudakları benimkine dokundu.
Onun nezaketi beni etkiledi.
Duygulanmıştım.
Tom elime dokundu.
Tom, Mary'nin omzuna dokundu.
Ayaklarıma dokundum.
Tom dirseğime dokundu.
Sami silaha dokundu.
Sami, Leyla'nın saçlarına dokundu.
Sami, Leyla'nın bacağına dokundu.
Ben senin endişenden etkilendim.
Onun hikayesi beni çok üzdü.
Birinin dirseği sırtıma dokundu.
Neredeyse yemeğine hiç dokunmadın.
Yiyeceğine dokunmadın.
Bu olay beni çok duygulandırdı.
Tom nazikçe Mary'nin omzuna dokundu.
Kibarlığı kalbime işledi.
Ben sadece bir yılana dokundum.
Tom'un hikayesi gerçekten bize dokundu.
Tom neredeyse yemeğine hiç dokunmadı.
Mary yemeğine neredeyse hiç dokunmadı.
Sözleri onun kalbine dokundu.
Tom neredeyse kahvaltısına dokunmadı.
Onun sert penisine dokundum.
Yiyeceğe dokunulmadı.
Hiçbir şeye dokunmamalıydım.
Bu sözler Pinokyo'nun kalbine dokundu.
Ölümden etkilendim.
Neredeyse kahvaltına hiç dokunmamışsın.
Helikopter yavaşça yere indi.
- Uçak iniş yaptı.
- Uçak yere indi.
Tom yemeklerine dokunmadı.
Ona omuzundan dokundu.
Onun hüzünlü hikayesi kalbime dokundu.
Onun kolu yağlı tavaya dokundu.
Bir kirpiye dokundun mu hiç?
Moralimi bozduğumu düşünüyorum.
Tom dokunulmasını sevmez.
Tom yemeğine güçlükle dokundu.
Ben asla bir silaha dokunmadım bile.
Dokunulmaktan hoşlanmıyorum.
O bana dokunan biri.
Dan, Linda'nın hikayesinden duygulandı.
Tom etkilenmiş.
Hiçbir yunusa dokundun mu?
O, onun omzuna dokundu.
Tom, Mary'nin omzuna dokundu.
Tom yanağıma dokundu.
Sami, Leyla'nın hediyesinden etkilendi.
Sami şimdiye kadar motora hiç dokunmadı.
Dokunulmaktan hoşlanmadığını biliyorum.
Kalbim onun hikayesi tarafından incitildi.
Onun kolundaki yaraya dokundu.