Examples of using "Jewellery" in a sentence and their turkish translations:
Fadıl mücevheri rehin verdi.
Sami mücevherleri rehin verdi.
Mary mücevherlerini takınmış.
Mary bir mücevher yapımcısıdır.
Linda'nın üzerinde birkaç mücevher vardı.
O, o takıyı herkesin önünde takmaz.
Fadıl, Leyla'ya para, araba ve mücevherat sözü verdi.
Şu anda platin takı moda.
Biri Mary'nin dairesine zorla girdi ve onun mücevherlerini çaldı.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.