Translation of "Jewellery" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Jewellery" in a sentence and their turkish translations:

Fadil pawned the jewellery.

Fadıl mücevheri rehin verdi.

Sami pawned the jewellery.

Sami mücevherleri rehin verdi.

Mary put her jewellery on.

Mary mücevherlerini takınmış.

Mary is a jewellery maker.

Mary bir mücevher yapımcısıdır.

Linda had some jewellery on her.

Linda'nın üzerinde birkaç mücevher vardı.

She doesn't wear that jewellery in public.

O, o takıyı herkesin önünde takmaz.

Fadil promised Layla money, cars, and jewellery.

Fadıl, Leyla'ya para, araba ve mücevherat sözü verdi.

At the moment, platinum jewellery is in fashion

Şu anda platin takı moda.

Someone broke into Mary's flat and stole her jewellery.

Biri Mary'nin dairesine zorla girdi ve onun mücevherlerini çaldı.

Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.

İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.