Examples of using "Honor" in a sentence and their turkish translations:
İtiraz ediyorum, sayın yargıç!
Atalarını onurlandır!
Onu onurlandırıyorum.
Bu bir onur.
Büyüklerine saygı göster.
Biz kahramanları onurlandırırız.
Bu büyük bir onur.
Onurunu kaybetti.
Bu bir onurdu.
Dileklerine saygı göstereceğim.
Onur asla tamir edilemez.
Hırsızlar arasında onur vardır.
Onur olmadan, zaferin içi boştur.
Tom bir onur öğrencisi.
- Bu bir onur rozeti.
- Bu bir şeref madalyası.
Bu büyük bir onur.
Onurumu savunduğun için teşekkürler.
Ben onur listesindeyim.
O onur listesinde.
Anne-babamızı onurlandırmalıyız.
Ahlak kuralları önemliydi.
ne gerekiyorsa yapmaya hazır bir insan.
Meşguliyet bir onur nişanı olmuş
Ne kadar tehlike, o kadar onur.
O, onura her şeyden daha çok değer verir.
Bu bizim için bir onurdur.
Mary nedimedir.
Tom onur listesinde.
Tom onur konuğudur.
Hırsızların bile bir onuru vardır.
Tom bir onur listesi öğrencisidir.
Onu tanımak bir onurdur.
Hırsızlarda hiç onur yoktur.
- Tom şeref konuğuydu.
- Onur konuğu Tom'du.
Tom çok onurlu bir adamdır.
Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
Onur hak ettiğimden daha fazlasıdır.
O, ülkemiz için bir onurdur.
O, ailesi için bir onurdur.
Tom şeref ve ölüm arasında seçim yapmalı.
Sizinle tanışmak gerçek bir onur.
Sizinle tanışmak büyük bir onur.
Onu tanımak büyük bir onur.
İtiraz ediyorum sayın yargıç, bunların hepsi spekülasyon.
Sizinle tanışmak bir onurdur.
Onur ve ölüm arasında bir seçim yapmalısın.
O bizim üniversite için bir onurdur.
Tom'a onur madalyası verildi.
- Ölüm ve onurdan birini seçmeli.
- Ya canını ya onurunu seçmeli.
Senin onurlu bir adam olduğunu sandım.
Onları şerefinize tercih eder misiniz?
Sen onur ve ölüm arasında seçim yapmak zorundasın.
Onunla tanışmak şerefine nail olmadım.
Onunla tanışmak büyük bir onur.
Tom'la çalışmaktan onur duyuyorum.
Onur sahip olduğumuz en değerli şey.
Sayın yargıç, danışmanı tahliye etmek istiyorum.
Sana yüce şeref sözümü veriyorum.
Sonunda sizinle tanışmak büyük bir onur.
Yerleşimciler, yapılan anlaşmalara her zaman saygı göstermediler.
Fadıl, kız kardeşinin onurunu yeniden inşa etmeye kararlıydı.
Sizinle tanışmak bir onurdur, bayan.
Sizinle tanışmak büyük bir onurdur.
insanlar arasında ücretsiz olarak paylaşıldı.
DNA toplama tekniklerine ihtiyacınız olmayabilir.
Biz annelerimizin onuruna Anneler Günü'nü kutlarız.
Nedimem olmanı istiyorum.
Biz onun onuruna bir veda partisi verdik.
Sizinle çalışmak bir onur olacaktır.
Ailen kendi şerefini senden daha fazla önemsiyor.
Tom gibi iyi bir öğrenci sınıfımızı onurlandırır.
Anıt seçkin filozof onuruna dikilmiştir.
Büyük bilimci onuruna bir ödül verildi.
Bir veda partisi, Bay Smith'in şerefine düzenlendi.
Ziyaret eden yazarın onuruna bir parti düzenlendi.
Biz Dr Kawamura onuruna bir veda partisi düzenledik.
En ön sırada oturma şerefine nail oldum.
Sizinle tanışmam büyük bir onurdur.
Onunla tanışmış olmak büyük bir onur.
Bir veda toplantısı, Bay Jones'un şerefinde düzenlendi.
Sizinle tanışabilmek büyük bir onur.
Profil fotoğrafınıza dahil edilmek ne büyük bir onur!
Onun gibi iyi bir öğrenci sınıfımıza onur verir.
kendi adlarını ve şereflerini önemsiyor gibi görünen
Büyük filozofun şerefine muazzam bir anıt dikildi.
Tören Çin'den gelen konuğun onuruna gerçekleştirildi.
Hoş geldin prenses. Tekrar bizimle olman bir onurdur.
Bir çocuk her yaşta ebeveynlerini saymalıdır ve saygı göstermelidir.
Şeref duydum. ESKİ SAVUNMA BAKANI ESKİ ULUSAL KURTULUŞ HAREKETİ ÜYESİ
Başkan seçilmem büyük bir onur.
Onur kazanılmamalı; o sadece kaybedilmemeli.
Kralın şehrimizi ziyaret etmesi büyük bir onur.
Sizin gibi bir insan tarafından hatırlanmak büyük bir onur.
Kadınlara saygı gösteren erkekler yok değil.
en önemli sebebi, ebeveynlerimin mirasını onore etmekti.