Examples of using "Objection" in a sentence and their turkish translations:
İtiraz reddedildi.
İtiraz ediyorum!
İtiraz ediyorum, sayın yargıç!
İtiraz yok.
İtiraz reddedildi.
- İtiraz kabul edildi.
- İtiraz kabul edilmiştir.
- "İtiraz!" "Reddedildi!"
- "İtiraz ediyorum!" "Reddedildi!"
- "İtiraz!" "Kabul edildi!"
- "İtiraz ediyorum!" "Kabul edilmiştir!"
Onun itirazı yoktu.
İtiraz nedir?
Herhangi bir itiraz var mı?
Onun itirazı yoktu.
Benim itirazım yok.
İtiraz reddedildi.
- İtiraz sürdürüldü.
- İtiraz kabul edildi.
- O bir itiraz mı?
- Bu bir itiraz mı?
İtirazınız not edildi.
İtiraz şu;
Hakim itirazı kabul etti.
Hakim itirazı reddetti.
Benim herhangi bir itirazım yok.
Herhangi bir itirazınız var mı?
İlk itiraz şu şekilde,
Benim ona hiç itirazım yok.
Benim açımdan bir sakınca yoktur.
O protesto etmedi.
Tom'un itirazı yoktu.
Bana kalırsa benim itirazım yok.
Buna hiç itirazım yok.
Bana gelince, itirazım yok.
Planına itirazım yok.
İtiraz ediyorum sayın yargıç, bunların hepsi spekülasyon.
Tom'un planına hiçbir itirazı yok.
Onu yapmak için itirazımız yok.
Buna karşı bir itirazınız var mı?
Tom'un ayrılmamıza bir itirazı yoktu.
İnsanları sosyal medyayı bırak dediğimde
Onun benim planıma güçlü bir itirazı var.
- Bu plana bir itirazın var mı?
- İtirazın var mı bu plana?
- Var mı itirazın bu plana?
Senin planına karşı bir itirazım yok.
Bunu yapmana bir itirazım yok.
Tom kalmak isterse hiçbir itirazım yok.
Tom bizim erkenden ayrılmamıza hiçbir itirazı olmadığını söyledi.
Bir kitap okuyan çocuğa itirazım yok.
Aman Tanrım! Senin krallığına hiçbir itirazım yoktur.
Kendi hesabıma, benim plana bir itirazım yok.
Ne yapmak istediğine itirazım yok.
Hakim itirazı reddetti.
Eğer gerekliyse, özel bir ücret ödemeye hiçbir itirazım olmaz.
Eğer sizin bir itirazınız yoksa ben oldukça iyiyim.
Eğer itiraz yoksa şimdi toplantıyı kapatacağız.
Bay White'ın başkan seçilmesine Bay Thomas'ın hiç itirazı yoktu.
Kulübümüzde bize katılmanıza itirazımız yok.
Bildiğim kadarıyla plana bir itirazım yok.
Gerekirse özel bir ücret ödeme konusunda herhangi bir itirazım yok.
O protesto etmedi.
"İtiraz ediyorum. Bunun kesinlikle hiçbir ilgisi yok." "Tüm itirazlar duruşmaya kadar ertelenmiştir."
Benim de itirazım yok, ama bunun lehinde değilim.