Examples of using "Heal" in a sentence and their turkish translations:
O iyileşecek.
Bu iyileşecek.
Bu yaralar iyileşecek mi?
Yaralar iyileşir, izleri kalır.
Bazı yaralar asla iyileşmez.
Bu iyileşecek.
Sen kırık bir kalbi onaramazsın.
Zaman geçtikçe yaralar iyileşir.
Biz dünyayı iyileştirebiliriz.
O yara asla iyileşmeyecek.
güç iyileşmesine kronik yara denir.
Bu küçük yaranın kendisi iyileşecektir.
Akşamdan kalmalığın tek ilacı zamandır.
Boşanmanın ardından toparlanmak zaman alır.
Tom'un kırık kolunun iyileşmesi birkaç hafta sürdü.
Zamanın iyileştiremeyeceği yaralar vardır.
Kırılan kolunun iyileşmesi birkaç hafta sürdü.
Bunu yapana kadar iyileşmeye başlayamazsınız.
Kesik birkaç gün içinde iyileşecektir.
Bazı yaralar asla iyileşmez.
"ne kadar gerekiyorsa o kadar" programı.
Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez.
hastası olanlar iyileştirmek için o bölgeye götürüyor
Kesik artık iltihap akıtmıyor ve iyileşmeye başlıyor.
Yangın, onu tamamen iyileşmesi aylar süren üçüncü derece yanık ile bıraktı.