Examples of using "Passes" in a sentence and their turkish translations:
Zaman çabuk geçer.
Zaman çok hızlı geçiyor!
Zaman çabucak geçiyor.
Kulis geçerim var.
Her şey geçer. Aşk kalır.
pramit'in altından nehir geçiyor
Zaman geçtikçe yaralar iyileşir.
Zaman geçerken bilgelik artar.
Çocukluk çağında, zaman yavaş olarak geçer.
- Umarım Tom sınavı geçer.
- Umarım Tom sınavdan geçer not alır.
O bir üniversite öğrencisi olarak kabul edilmektedir.
Umarım arabam muayeneyi geçer.
Yaşlılık çağında zaman hızla geçer.
Neyse sonra kabin memuru geldi, biniş kartlarımıza baktı.
Oyuna iki geçişim var.
Zamanın hızlı geçmesi için dua ediyorum.
Mary'nin sınavı geçeceğini umuyorum.
Böylece dünyanın şanı geçer.
Tom'un konseri için kulis geçerim var!
Bu gelenek babadan oğula geçer.
Tom'un konserine VIP biletlerim var.
Trafik kazaları olmadan bir gün geçmez.
Tom Mary'nin sınavı geçeceğini umuyor.
Bizim takım birçok pas hatası yaptı.
Cennete giden yol cehennemden geçer.
Sevdiğimiz bir şey yaparken zaman çabuk geçer.
Güneş, kuzey yarı küreye iyice işlemeye başladıkça...
bu oort bulutunun dışından geçen bir tane yıldız
sadece gözün algılama mesafesini geçtiği için göremiyoruz
Aradan bir zaman daha geçiyor; baktım bana peluşlardan bana hayır yok,
Annesi öldüğü zaman Tom, bir sürü para miras almayı umuyor.
Bir objenin sahne önünden geçtiği iki benzer zamanlı çekimi bir araya koyarak
Kadın çok güzel, o geçtiğinde, erkekler onun güzelliğine hayran kaldı.
Babam okumaya o kadar düşkündür ki onun kitap açmadığı bir gün geçmez.
Kayınvalidem kendim için işe gitme kararım üzerinden beni azarlama fırsatını asla kaçırmaz.
Tüm kanımız yaklaşık günde altmış kez böbreklerimizden geçer.
Bazen ay dünya ve güneş arasından geçer. Ay güneşin ışığını engeller ve ayın gölgesi dünyanın yüzeyine düşer. Bu bir güneş tutulması ya da bir güneş tutulmasıdır.