Translation of "Game" in Turkish

- It's game time!
- It's game time.

Oyun zamanı!

Game over.

Oyun bitti.

- This isn't a game.
- This is not a game.
- It's not a game.
- It isn't a game.

Bu bir oyun değil.

- You lost the game.
- You missed the game.

- Oyunu kaçırdın.
- Oyunu kaçırdınız.

It's game over!

O zaman oyun biter!

It's game over.

O zaman oyun biter!

The game finished.

Oyun bitti.

Pause the game.

Oyunu durdur.

It's game night.

Bu oyun gecesi.

Enjoy the game.

Oyunun keyfini çıkarın.

Game over. Continue?

Oyun bitti. Devam edecek misin?

Layla's game worked.

- Leyla'nın oyunu işe yaradı.
- Leyla'nın oyunu işledi.

Play the game.

Oyunu oyna.

- I am game for anything!
- I'm game for anything.

Her şey için oynarım.

- Let's play another game.
- Let's play a different game.

Başka bir oyun oynayalım.

- This isn't a game.
- This is not a game.

Bu bir oyun değil.

- The game is not over.
- The game isn't over.

Oyun bitmedi.

- I have won the game.
- I won the game.

Oyunu kazandım.

- It's not just a game.
- It isn't just a game.

O sadece bir oyun değil.

- We'll play a game.
- We're going to play a game.

Bir oyun oynayacağım.

This isn't a game.

Bu, bir oyun değil.

What an exciting game!

Ne heyecanlı bir oyun!

Tom threw his game.

Tom oyununda şike yaptı.

The game was suspended.

Oyun askıya alındı.

The game was excellent.

Oyun mükemmeldi.

The game exhausted me.

Oyun beni çok yordu.

The game lacked excitement.

Oyun heyecandan yoksundu.

It's only a game.

O sadece bir oyun.

That game was awesome.

O oyun korkunçtu.

Let the game begin!

Oyun başlasın!

The game is over.

Oyun bitti.

I love this game.

Bu oyunu severim.

The game is rigged.

Oyun hileli.

Let the game begin.

Oyun başlasın.

The game became exciting.

Oyun heyecan verici oldu.

It's just a game.

O sadece bir oyun.

That game was rigged.

O oyun hileliydi.

Bring your best game.

En iyi oyununu getir.

We lost the game.

Biz oyunu kaybettik.

We'll play a game.

Oyun oynayacağız.

That game was fun.

O oyun eğlenceliydi.

Let's watch the game.

Maçı izleyelim.

The game got canceled.

Maç iptal edildi.

They're playing a game.

Onlar bir oyun oynuyorlar.

I hate this game.

Bu oyundan nefret ediyorum.

I like this game.

Bu oyunu seviyorum.

That game is boring.

Bu oyun sıkıcı.

Tom likes this game.

Tom bu oyunu seviyor.

How was the game?

Oyun nasıldı?

It was a game.

O bir oyundu.

You liked that game.

O oyunu beğendin.

Tom won the game.

Tom oyunu kazandı.

I lost the game.

Oyunu kaybettim.

You lost the game.

Oyunu kaybettin.

She'll like this game.

O bu oyunu beğenecek.

We won the game.

- Biz maçı kazandık.
- Biz oyunu kazandık.
- Maçı kazandık.

I saw the game.

Oyunu gördüm.

Don't play that game.

O oyunu oynama.

Tom is fair game.

Tom alay konusu olabilecek bir kimse.

Who won the game?

Oyunu kim kazandı?

Let's play a game.

Bir oyun oynayalım.

He lost the game.

O, oyunu kaybetti.

This game is easy.

Bu oyun kolay.

This game is great!

Bu oyun harika!

This game is fixed.

Bu oyun hilelidir.

How was today's game?

Bugünkü oyun nasıldı?

What's your favorite game?

Favori oyunun hangisidir?

Game is very tasty.

Oyun çok zevkli.

This game is fun.

Bu oyun eğlencelidir.

They won that game.

Onlar o oyunu kazandı.

The game started OK.

Oyun iyi başladı.

The game was over.

Oyun sona erdi.

Tom lost the game.

Tom oyunu kaybetti.

The game has finished.

- Oyun bitti.
- Maç bitti.

I liked this game.

Bu oyunu beğendim.

How's your golf game?

Golf oyununuz nasıl?

We're playing a game.

Biz bir oyun oynuyoruz.

Politics is a game.

Siyaset bir oyundur.

Tom loves that game.

Tom o oyunu seviyor.

I won the game.

Oyunu kazandım.

This game is interesting.

Bu oyun ilginç.

This game got rigged.

- Bu oyuna hile karıştı.
- Bu maça şike karıştı.

This game is boring.

Bu oyun sıkıcı.

He threw his game.

- Maçı bilerek kaybetti.
- Maçta yattı.

When the last game is over who loses the game well

en son oyun bittiğinde ise kimin kuyusu daha derinse o oyunu kaybeder

- I am playing a computer game.
- I'm playing a computer game.

Ben bir bilgisayar oyunu oynuyorum.

- Let's play this game again.
- Let us play this game again.

Bu oyunu tekrar oynayalım.

- Tom gave me this game.
- Tom gave this game to me.

Tom bana bu oyunu verdi.

- What time will the game start?
- What time does the game start?

Oyun saat kaçta başlayacak?

- Do you want to play a game?
- Want to play a game?

Bir oyun oynamak ister misiniz?