Examples of using "Froze" in a sentence and their turkish translations:
Herkes korkudan kaskatı kesilmişti.
Bilgisayar dondu.
Soğuktan donacaktı.
Gölet dondu.
Göl tamamen dondu.
Tom donarak öldü.
O bir an dondu.
Dün gece sert dondu.
Neredeyse donarak ölüyorduk.
Tom neredeyse donarak ölüyordu.
Süt dondu ve katılaştı.
Ah, bilgisayarım yine dondu!
Kanım damarlarımda dondu.
Geçen kış bütün borular dondu.
Ana su borusu dondu ve patladı.
Tom'un birası soğuk yüzünden dondu.
Su boruları dondu ve sonra patladı.
Mary far görmüş tavşan gibi donakaldı.
Yılanı görünce donup kaldım.
Ayıyı gördüğünde dondu.
Çok soğuktu, bu yüzden göl dondu.
Soğuk, borulardaki suyu dondurdu.
Neredeyse karda donarak ölüyordu.
Dağlarda bir yerde donarak öldü.
- Gölet dondu.
- Göletin üstü buz tutmuş.
Onlar donarak öldüler.
Çok soğuktu, bu yüzden göl dondu.
Yılanı görünce korkudan donakaldı.
Büyük bir örümcek görünce donup kaldı.
Tom korkudan donakaldı.
Hava o kadar soğuktu ki gölün üstü buz tuttu.
Soğuk rüzgarlar cildimi dondurdu ve ruhumu oydu.
Gözükara insanlar Antartika seferleri sırasında donarak öldü.
Benim bilgisayar dondu.