Translation of "Lake" in Turkish

- She likes Lake Mashuu.
- He likes Lake Mashuu.

O, Mashuu Gölünü sever.

Lake Biwa is the largest lake in Japan.

Biwa Gölü Japonya'da en büyük göldür.

Lake Geneva is the largest lake in Switzerland.

- İsviçre'deki en büyük göl Cenevre Gölü'dür.
- İsviçre'nin en büyük gölü Cenevre Gölü'dür.

Lake Van is the largest lake in Turkey.

Van Gölü Türkiye'nin en büyük gölüdür.

Poyang Lake is the largest freshwater lake in China.

Poyang Gölü Çin'deki en büyük tatlısu gölüdür.

- This is the deepest lake in Japan.
- This lake is the deepest lake in Japan.

Bu, Japonya'daki en derin göldür.

- We swam in the lake.
- We swam by the lake.

Gölde yüzdük.

In Japan, there isn't any lake greater than Lake Biwa.

Japonya'da Biwa gölünden daha iyi bir göl yok.

In Japan, there is no lake bigger than Lake Biwa.

Japonya'da, Biwa gölünden daha büyük bir göl yoktur.

The lake is big.

Göl büyük.

What's Germany's largest lake?

Almanya'nın en büyük gölü ne?

This lake is deep.

Bu göl derindir.

The lake was frozen.

Göl dondu.

Is the lake deep?

Göl derin midir?

Is this lake deep?

Bu göl derin mi?

The lake froze completely.

Göl tamamen dondu.

The lake is blue.

Göl mavi.

The lake is frozen.

Göl donmuş.

What's Australia's largest lake?

Avustralya'nın en büyük gölü nedir?

He likes Lake Mashuu.

O, Mashuu Gölünü sever.

Lake Titicaca, the biggest lake in South America, is in Peru.

Titicaca Gölü, Güney Amerika'da en büyük göl, Peru'dadır.

- We finally arrived at the lake.
- We finally reached the lake.

Sonunda göle vardık.

No other lake in Japan is as large as Lake Biwa.

Japonya'da başka hiçbir göl Biwa gölü kadar büyük değildir.

Lake Baikal in Russia is the deepest lake in the world.

Rusya'daki Baykal Gölü dünyanın en derin gölüdür.

- The lake abounds with fish.
- The lake is full of fish.

Göl balık dolu.

- What is the depth of the lake?
- How deep is this lake?

Bu göl ne kadar derin?

- Tom skipped rocks on the lake.
- Tom skipped stones on the lake.

Tom gölde taş sektirdi.

Lake Akan is frozen over.

Akan Gölü'nün üstü buz tuttu.

The hotel fronts the lake.

Otel göle bakıyor.

How deep is that lake?

O göl ne kadar derin?

He wandered around the lake.

O, gölün etrafında gezindi.

We swam in the lake.

Gölde yüzdük.

Let's walk to the lake.

Göle doğru yürüyelim.

The lake is deepest here.

Nehrin en derin yeri burası.

They went around the lake.

Onlar gölün etrafında dolaştılar.

Go jump in the lake.

Git göle atla.

Lake Chad continues to shrink.

Çad gölü küçülmeye devam ediyor.

She drowned in the lake.

Gölde boğuldu.

The lake is very deep.

Göl çok derin.

The lake is deep here.

Göl burada derin.

The lake freezes in winter.

Göl kışın donuyor.

This lake is very deep.

Bu göl çok derin.

Tom went to the lake.

Tom göle gitti.

We finally reached the lake.

Biz nihayet göle ulaştık.

Let's drive to the lake.

Hadi göle gidelim.

How deep is this lake?

Bu göl ne kadar derin?

How deep is the lake?

Göl ne kadar derin?

How deep is Lake Biwa?

Biwa gölü ne kadar derin?

How deep this lake is!

- Bu göl ne kadar derin!
- Bu göl ne kadar da derin böyle!

Police searched the murky lake.

Polisler karanlık gölü aradı.

Tom walked around the lake.

Tom gölün etrafında yürüdü.

This lake abounds in trout.

Bu göl alabalık kaynıyor.

Tom jumped into the lake.

Tom göle atladı.

Tom swam in the lake.

Tom gölde yüzdü.

I dove into the lake.

Ben göle daldım.

Layla parked at the lake.

Leyla göl yakınına park etti.

Tom lives by the lake.

Tom göl kenarında yaşıyor.

I swam in the lake.

Ben gölde yüzdüm.

He drowned in the lake.

Gölde boğuldu.

Tom drowned in this lake.

Tom bu gölde boğuldu.

- We have walked all around the lake.
- We've walked all around the lake.

- Biz gölün etrafında yürüdük.
- Gölün bütün çevresini gezdik.

- Swimming in this lake is not permitted.
- Swimming in this lake isn't permitted.

Bu gölde yüzmeye izin verilmez.

- Fishing is not permitted in this lake.
- Fishing isn't permitted in this lake.

Bu gölde balık tutmaya izin verilmez.

- There are no fish in this lake.
- There aren't any fish in this lake.

Bu gölde balık yok.

We made camp near the lake.

Gölün yakınında kamp yaptık.

The river discharges into a lake.

Nehir bir göle boşalmaktadır.

The lake is four miles across.

Göl dört mil genişliğindedir.

The lake is large and beautiful.

Göl büyük ve güzeldir.

His car fell into the lake.

Onun arabası göle düştü.

We went swimming in the lake.

Biz gölde yüzmeye gittik.

The lake is deepest around here.

Göl buralarda en derindir.

We finally got to the lake.

Biz sonunda göle vardık.

He ran down to the lake.

O, göle doğru koştu.

The river flows into the lake.

Nehir göle akmaktadır.

She drowned herself in some lake.

Bir gölde kendini boğdu.

I am swimming in the lake.

Gölde yüzüyorum.

The level of the lake dropped.

Gölün seviyesi düştü.

That lake looks like an ocean.

Şu göl bir okyanus gibi görünüyor.

The lake water is very cold.

Göl suyu çok soğuktur.

May I swim in this lake?

Bu gölde yüzebilir miyim?

We'll make camp near the lake.

Göl yakınında kamp yapacağız.

The lake is surrounded by mountains.

Göl dağlarla çevrilidir.

Tom ran down to the lake.

Tom göle doğru koştu.