Translation of "Fiancee" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Fiancee" in a sentence and their turkish translations:

He introduced his fiancee.

- O, nişanlısını tanıttı.
- Yavuklusunu tanıttı.
- Sözlüsünü tanıttı.

Sami killed his fiancee.

Sami nişanlısını öldürdü.

His fiancee is already married.

Onun nişanlısı zaten evli.

Sami just lost his fiancee.

Sami nişanlısını yeni kaybetti.

Sami murdered his pregnant fiancee.

Sami hamile nişanlısını öldürdü.

Your fiancee is in the lobby.

Nişanlınız lobide.

Your fiancee was looking for you.

Nişanlınız sizi arıyordu.

Sami attended church with his fiancee.

Sami nişanlısı ile birlikte kiliseye katıldı.

My fiancee arrived without notifying me beforehand, and I felt embarrassed.

Nişanlım bana önceden bildirmeden geldi ve ben mahcup hissettim.

I owe you much more than you owe me, I said to him. I owe you the life of my fiancee, Mary.

Ona senin bana borçlu olduğundan çok daha fazlasını ben sana borçluyum dedim. Sana nişanlımın hayatını borçluyum, Mary.