Examples of using "Famine" in a sentence and their turkish translations:
Bir kıtlık var.
Hastalık ve kıtlık birlikte giderler.
Açlık, kıtlık, sıtma gibi şeylerden
Açlık burnumuzun dibinde.
Savaş, tarih boyunca sıkıntı üretti.
işsizliği, kıtlığı ve açlığı getirecek bize
Açlık insanlar arasında büyük sıkıntıya neden oldu.
Uzun kuraklığın ardından açlık geldi.
Yanardağ patlamasını kıtlık izledi.
- Kıtlıktan dolayı sığır açlıktan öldü.
- Sığır açlıktan dolayı öldü.
- Kıtlıktan dolayı sığırlar açlıktan öldü.
Bolluk zamanlarında kıtlık zamanlarını hatırla.
Kıtlık, Mahşerin Dört Atlısı'ndan biri.
Hasat kötüleşirse bir kıtlık olabilir.
Yıkıcı bir patates yanıklığı ve kıtlık İrlandayı 1840 yılında vurdu.
Herkes virüsten ve ölümden bahsediyor. Hiç açlıktan ve kıtlıktan bahseden yok.
Halk savaş,veba ve kıtlık yüzünden terörize edilmişti.Halkın 1/3'ü ölmüştür.
Durumu iyileştirmek için on yıllardır devam eden uluslararası çabalara rağmen, savaş, hastalık ve kıtlık yoksulluk çeken ülkeyi yok etmeye devam ediyor.
Mısır'da yedi yıllık bolluğun ardından, Yusuf'un öngördüğü yedi yıllık kıtlık cereyan etti: Bütün dünyada kıtlık hüküm sürüyordu, lakin tüm Mısır topraklarında bereket vardı.