Translation of "Stared" in Turkish

Everyone just stared.

Herkes sadece baktı.

Tom just stared.

Tom sadece baktı.

Tom stared back.

Tom geri baktı.

Tom stared blankly.

Tom boş boş baktı.

Tom stared intently.

Tom dikkatle baktı.

I stared back.

Geriye baktım.

- Tom stared off into space.
- Tom stared into space.

- Tom uzaya baktı.
- Tom'un gözü daldı.
- Tom boş boş önüne baktı.

- Everybody just stared at us.
- Everyone stared at us.

Herkes sadece bize baktı.

He stared at me.

O bana baktı.

She stared at me.

O bana baktı.

Tom stared at me.

Tom bana dik dik baktı.

Everyone stared at us.

Herkes sadece bize baktı.

Tom stared straight ahead.

Tom dosdoğru baktı.

They stared at Tom.

Onlar Tom'a baktılar.

Tom stared into space.

- Tom uzaya baktı.
- Tom'un gözü daldı.
- Tom boş boş önüne baktı.
- Tom boşluğa baktı.

We stared at them.

Biz onlara baktık.

They stared at him.

Onlar ona baktı.

Everyone stared at them.

Herkes onlara baktı.

Everyone stared at him.

Herkes ona uzun uzun baktı.

Everyone stared at her.

Herkes ona baktı.

Tom stared at Mary.

Tom, Mary'ye baktı.

Tom stared in astonishment.

Tom şaşkınlıkla baktı.

Mary stared in astonishment.

Mary şaşkınlıkla baktı.

Tom stared in disbelief.

Tom kuşku içinde baktı.

I stared at Tom.

- Tom'a dik dik baktım.
- Ben Tom'a baktım.

- She stared him in the eyes.
- She stared into his eyes.

O onun gözlerine baktı.

They just stared at me.

sadece durup bana baktılar.

He stared at the picture.

O, resme baktı.

Tom just stared at Mary.

Tom sadece Mary'ye baktı.

Everybody just stared at Tom.

Herkes sadece Tom'a baktı.

I stared into his eyes.

Ben onun gözlerine baktım.

They stared at each other.

Birbirlerine dik dik baktılar.

They just stared at Tom.

Onlar sadece Tom'a baktı.

Tom stared at Mary blankly.

Tom, Mary'ye boş gözlerle baktı.

We all stared at Tom.

Hepimiz Tom'a baktık.

Tom stared at the pictures.

Tom resimlere baktı.

Tom stared at the document.

Tom belgeye baktı.

Tom angrily stared at Mary.

Tom kızgın şekilde Mary'ye baktı.

She stared at her feet.

O, kendi ayaklarına baktı.

He stared at his feet.

O ayaklarına baktı.

He stared at her feet.

O, ayaklarına baktı.

Tom stared angrily at Mary.

Tom, Mary'ye öfkeyle baktı.

Tom stared at his hands.

Tom kendi ellerine baktı.

Tom stared at Mary icily.

Tom Mary'ye buz gibi baktı.

Tom stared at Mary suspiciously.

Tom kuşkuyla Mary'ye baktı.

Tom stared at Mary's photo.

Tom, Mary'nin fotoğrafına baktı.

Tom stared at the ceiling.

Tom tavana baktı.

Tom stared at the picture.

Tom resme baktı.

Tom stared blankly into space.

- Tom boş gözlerle uzaya baktı.
- Tom boş gözlerle önüne baktı.

Tom stared into Mary's eyes.

Tom, Mary'nin gözlerine baktı.

Tom stared into the distance.

- Tom perspektife baktı.
- Tom uzaklığa baktı.

Tom stared out the window.

Tom pencereden dışarıya baktı.

She stared at her nails.

O, tırnaklarına baktı.

Tom stared at his feet.

Tom ayaklarına baktı.

I stared at the ceiling.

Ben tavana baktım.

Tom stared blankly at Mary.

Tom Mary'ye boş boş baktı.

Tom stared back at Mary.

Tom, Mary'ye dönüp baktı.

He stared straight at her.

O doğruca ona baktı.

We just stared at them.

Biz sadece onlara baktık.

They just stared at him.

Onlar sadece ona baktı.

Everybody just stared at them.

Herkes sadece onlara baktı.

Everybody just stared at me.

Herkes sadece bana baktı.

Everybody just stared at him.

Herkes sadece ona baktı.

We all stared at them.

Hepimiz onlara baktık.

We all stared at him.

Hepimiz ona bakakaldık.

John stared at the picture.

John resme baktı.

I stared at the man.

Ben adama baktım.

Mary stared out the window.

Mary pencereden dışarı baktı.

He stared at the ceiling.

O, tavana baktı.

She stared at the ceiling.

O tavana baktı.

Tom stared at the screensaver.

Tom ekran koruyucuya baktı.

- Everyone stared at Tom.
- Everyone is staring at Tom.
- Everybody stared at Tom.

- Herkes gözlerini Tom'a dikti.
- Herkes Tom'a dik dik baktı.

- Tom and Mary both stared at John.
- Both Tom and Mary stared at John.

- Tom ve Mary her ikisi de John'a bakıyordu.
- Hem Tom hem de Mary John'a baktı.

Famine stared us in the face.

Açlık burnumuzun dibinde.

Bob stared me in the face.

Bob yüzüme baktı.

He stared at her in astonishment.

Ona şaşkınlıkla baktı.

All of us stared at her.

Hepimiz ona baktık.

He stared at her with hatred.

O nefret ile ona baktı.

He stared at the steep slope.

O, dik yamaca bakakaldı.

Tom stared at Mary in astonishment.

Tom hayretle Mary'ye baktı.

People stopped and stared at Tom.

İnsanlar durdu ve Tom'a baktı.

They stared longingly at each other.

Onlar birbirlerine özlemle baktılar.

They stared apprehensively at one another.

Onlar endişeyle birbirlerine baktılar.

I sat and stared at it.

Oturdum ve ona baktım.

Tom stared at his coffee mug.

Tom kahve kupasına baktı.

Tom stared at Mary in disbelief.

Tom, Mary'ye kuşkuyla baktı.

Tom stared at Mary in disgust.

Tom, Mary'ye nefretle baktı.

Tom stared at Mary in horror.

Tom, Mary'ye korkuyla baktı.

Tom stared at Mary in shock.

Tom şok içinde Mary'ye baktı.

Tom stared at Mary in surprise.

Tom şaşkın şaşkın Mary'ye baktı.

Tom stared at Mary with disgust.

Tom nefretle Mary'ye baktı.

Tom stared at Mary with hatred.

Tom nefretle Mary'ye baktı.

Tom stared blankly at the ceiling.

Tom boş gözlerle tavana baktı.

Tom stared out at the sea.

Tom denizde dışarıya baktı.

Tom stared sadly out the window.

Tom hüzünle pencereden dışarıya baktı.

I stopped and stared at him.

Durdum ve ona baktım.

I stopped and stared at her.

Durup ona baktım.