Examples of using "Erupt" in a sentence and their turkish translations:
Volkan her an patlayabilir.
Sönük volkanlar muhtemelen tekrar püskürmeyecek.
Tom patlamak üzere olan bir volkan gibi görünüyordu.
Mary patlamak üzere olan bir volkan gibi görünüyordu.
Bu yüzden bu yeni tasarımda zemin fışkıracak