Translation of "Volcano" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Volcano" in a sentence and their turkish translations:

The volcano rumbled.

Volkan gürledi.

Sami's volcano blew.

Sami'nin yanardağı patladı.

This is an active volcano.

- Bu aktif bir yanardağ.
- Bu aktif bir volkan.

The volcano has become active again.

Volkan tekrar aktif hale geldi.

The volcano erupts at regular intervals.

Volkan düzenli aralıklarla püskürür.

Mt. Aso is an active volcano.

Aso dağı aktif bir yanardağdır.

Puyehue Volcano keeps on spewing lava.

Puyehue Yanardağı lav püskürtmeye devam ediyor.

I want to see a volcano.

Bir yanardağ görmek istiyorum.

Etna is a volcano in Italy.

Etna İtalya'da bir yanar dağdır.

The volcano erupted several years ago.

Volkan birkaç yıl önce patladı.

Or was it a volcano that exploded?

ya da bir yanardağ mıydı bu patlayan?

The volcano shoots out flames and lava.

Yanardağ dışarıya alevleri ve lavları fırlatıyordu.

The volcano erupted suddenly, killing many people.

Volkan aniden fışkırdı, birçok kişiyi öldürdü.

The volcano has erupted twice this year.

Volkan bu yıl iki kez patladı.

The volcano may erupt at any moment.

Volkan her an patlayabilir.

It's dangerous to live near a volcano.

Bir volkanın yanında yaşamak tehlikeli.

Famine followed upon the eruption of the volcano.

Yanardağ patlamasını kıtlık izledi.

The volcano is belching out flames and smoke.

- Volkan dışarıya alev ve duman fışkırtıyor.
- Volkan dışarıya alevlerini ve dumanlarını güçlü bir şekilde fırlattı.

Tom looked like a volcano about to erupt.

Tom patlamak üzere olan bir volkan gibi görünüyordu.

Mary looked like a volcano about to erupt.

Mary patlamak üzere olan bir volkan gibi görünüyordu.

The volcano is destroying everything in its path.

Volkan önüne çıkan her şeyi yok ediyor.

This volcano has been inactive for hundreds of years.

Bu yanardağ yüzlerce yıldır aktif değildir.

Mount Kilimanjaro is a dormant volcano located in Tanzania.

Kilimanjaro, Tanzanya'da bulunan ve uyuyan bir yanardağdır.

The eruption of the volcano Vesuvius destroyed the city of Pompeii.

Volkan Vesuvius'un patlaması Pompeii şehrini yıktı.

This is looking inside the crater of Poás Volcano in Costa Rica.

Bu Costa Rica'daki Poás Yanardağı kraterinin içini gösteriyor.

The 2010 eruption of a volcano in Iceland caused many problems for European travelers.

İzlanda'daki bir volkanın 2010'daki püskürmesi, Avrupalı gezginler için birçok soruna neden oldu.

The Sakurajima Volcano in Japan is one of the most active volcanoes in the world.

Japonya'daki Sakurajima volkanı dünyadaki en aktif volkanlardan biridir.

I don't know what to do with you. If there's a problem, it should be resolved. On Sunday we almost ended up calling the police and breaking the door down. Your neighbors aren't going to put up with this. Next time they'll just call the police. Don't let things get that bad. They also said that you're insane and they live as if they were on a volcano.

Seninle ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Bir problem varsa, çözülmeli. Pazar gününü az kalsın polisi arayarak ve kapıyı kırarak sonlandırıyorduk. Komşuların bunu kapamayacaktır, bir dahaki sefer polisi arayacaklar. İşlerin böyle kötüye gitmesine izin verme. Ayrıca dediler ki sen deliymişsin ve bir volkanın üzerindeymiş gibi yaşıyorlarmış.