Examples of using "Equality" in a sentence and their turkish translations:
Eşitlik kötüdür.
Fırsat eşitliği mutlaka eşit sonuçlar sağlar mı?
Eşitlikle ilgili mi?
Hiyerarşi eşitliğe karşıdır.
Esperanto konuşanları dil eşitliği için çalışmaktadır.
Anahtar sözcük eşitliktir.
Kadın erkek eşitliği,
Eşitlik anayasa tarafından garantiye alınmıştır.
İnsanlar daha fazla özgürlük ve eşitlik peşinde.
Doğada eşitlik yoktur.
"Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" Haiti'nin de sloganıdır.
"Özgürlük, eşitlik, kardeşlik" bir Fransız sloganıdır.
Yeryüzünde tek eşitlik ölümdür.
Bu ülkede cinsiyet eşitliği vardır.
Dikkatimizi gerçek cinsiyet eşitliğine çeviririz,
O, herkes için eşitliğin lehindeydi.
Tom, kadınlar ve erkekler arasında eşitliğe inanır.
ama şu an eşit olmadığımızı söylediğimizde
Biz hepimiz kendi aramızda ve hayvanlara karşı eşitlik için çabalamalıyız.
Dünyada insanlar her zaman daha fazla özgürlüğü ve eşitliği savunuyor.
Feministler tüm cinsiyetlerin siyasal, sosyal ve ekonomik eşitliğine inanırlar.
Bu ülke, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ilkeleri üzerine kurulmuş.
Eşit boyutta cepler istiyoruz. Erkekler her şeylerini ceplerinde taşırken
Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm.