Translation of "Woman" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Woman" in a sentence and their turkish translations:

- The woman is reading.
- The woman reads.
- A woman is reading.
- The woman was reading.
- A woman was reading.

Kadın okuyor.

- The woman is reading.
- The woman reads.
- A woman is reading.

Kadın okuyor.

- She is a woman.
- She's a woman.
- This is a woman.

O bir kadın.

Some woman.

Bir kadın.

- You're a woman.
- You are a woman.

Sen bir kadınsın.

- I am a woman.
- I'm a woman.

Ben bir kadınım.

- Who is that woman?
- Who's that woman?

- O kadın kimdir?
- Kim o kadın?

- She is a woman.
- She's a woman.

O bir kadın.

- She's a woman now.
- He's a woman now.

O şimdi bir kadın.

- Neither woman was hurt.
- Neither woman was injured.

Hiçbir kadın yaralanmadı.

- The woman is tall.
- The woman is big.

Kızın boyu uzundur.

You're my woman.

Sen benim kadınımsın.

Ask any woman.

Herhangi bir kadına sor.

Stop that woman.

Şu kadını durdurun.

What a woman!

Ne kadın ama!

The woman awakens.

Kadın uyanıyor.

- She's an admirable woman.
- She is an admirable woman.

O takdire değer bir kadın.

- She is a wealthy woman.
- She's a rich woman.

O, zengin bir kadın.

- You're an amazing woman.
- You are a fabulous woman.

Harika bir kadınsın.

- I'm not a woman.
- I am not a woman.

- Karım yok.
- Ben bir kadın değilim.
- Eşim yok.

- You're a beautiful woman.
- You are a beautiful woman.

Sen güzel bir kadınsın.

- She is a beautiful woman.
- She's a beautiful woman.

O güzel bir kadındır.

- Who is that woman?
- Who is that lady?
- Who is this woman?
- Who's that woman?

- O bayan kim?
- O kadın kimdir?
- Bu kadın kim?
- Bu hanım kim?
- O kadın kim?
- Kim o kadın?

- Check out that woman!
- Take a look at that woman!
- Check out the woman over there!

Şu kadına bak!

- I met an old woman.
- I met with an old woman.
- I met an elderly woman.

Yaşlı bir kadınla tanıştım.

Seeing her as a woman because she is a woman

Onu bir kadın olduğu için küçük gören

- You're a very lovely woman.
- You're a very attractive woman.

Sen çok çekici bir kadınsın.

The woman I saw there wasn't the woman I knew.

Orada gördüğüm kadın, tanıdığım kadın değildi.

I am a woman

Ben bir kadınım.

Well, as a woman,

Evet, bir kadın olarak

A man, a woman,

bir erkekle, bir kadınla,

And the woman again

Ve kadın yine

I know this woman.

Bu kadını tanıyorum.

The woman is right.

Kadın haklı.

The woman is beautiful.

Kadın güzeldir.

She's a kept woman.

O bir metrestir.

She's a jealous woman.

O kıskanç bir kadın.

The woman is naked.

Kadın çıplak.

The woman is fat.

- Kadın şişman.
- Kadın şişmandır.

You're a powerful woman!

Güçlü bir kadınsın!

You're a woman now.

Sen artık bir kadınsın.

He's a woman now.

O adam şimdi bir kadın.

What a selfish woman!

Ne bencil bir kadın!

She's a patient woman.

O sabırlı bir kadın.

She became a woman.

O bir kadın oldu.

The woman is ready.

Kadın hazır.

Who is this woman?

Bu kadın kim?

She's an intense woman.

O yoğun bir kadın.

She's a determined woman.

O, kararlı bir kadın.

I love a woman.

Bir kadını seviyorum.

That woman is strong.

Şu kadın güçlüdür.

He greeted the woman.

O, kadına selam verdi.

The woman eats bread.

Kadın ekmek yer.

She's a stubborn woman.

O, inatçı bir kadındır.

You're a kind woman.

Sen nazik bir kadınsın.

What a pretty woman!

Çok güzel bir kadın!

What a strange woman!

Ne garip bir kadın!

This is a woman.

Bu bir kadın.

She's a married woman.

O, evli bir bayandır.

Check out that woman!

O kadını kontrol et!

I'm an old woman.

Ben yaşlı bir kadınım.

I'm photographing the woman.

Kadının fotoğrafını çekiyorum.

The woman is reading.

Kadın öğrenim görüyor.

Woman observes, man decides.

Kadın gözlemler, erkek karar verir.

The woman reads English.

Kadın İngilizce okuyor.

The woman speaks Spanish.

Kadın İspanyolca konuşuyor.

The woman wants jewelry.

Kadın takı istiyor.

The woman is young.

- Kadın gençtir.
- Kadın genç.

Mary is a woman.

Mary bir kadındır.

Beautiful woman, isn't she?

Güzel kadın, değil mi?

You're a brave woman.

Sen cesur bir kadınsın.

This woman is blind.

Bu kadın kördür.

Emet dislikes that woman.

Emet o kadından hoşlanmaz.

You're an attractive woman.

Çekici bir kadınsınız.

You're an extraordinary woman.

Olağanüstü bir kadınsın.

The woman is tall.

Kadın uzundur.

You're not a woman.

Sen kadın değilsin.

Every woman is different.

Her kadın farklıdır.

Neither woman was hurt.

Hiçbir kadın yaralanmadı.

I'm a strong woman.

Ben güçlü bir kadınım.