Examples of using "Speakers" in a sentence and their turkish translations:
Bu dilde pek çok kişi konuşmaktadır.
Dili az sayıda kişi konuşmaktadır.
Fakat konuşanlar milletvekili
Bu dili çok az sayıda kişi konuşuyor.
Dili pek çok kişi konuşmaktadır.
Birçok Esperanto konuşanlar Macaristan'da yaşıyor.
Diğer konuşmacıların da söylediği gibi;
Bilgisayarım için yeni hoparlörlere ihtiyacım var.
"Ne oldu?" "Hoparlörler iyi çalışmıyor."
"Ne oldu?" "Hoparlörler düzgün bir biçimde çalışmıyor."
Anadili İngilizce olan kişiler sadece normal insanlardır.
Ayrılıkçılar Arapça konuşanlara karşı ırkçıdırlar.
Ana dilini konuşanlar bazen hatalar yaparlar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değildir.
Hayatını kolaylaştır. Anadillilerden öğüt al.
Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var.
Anadili İngilizce olan birçok kişi İngilizcede hatalar yapar.
Tom, anadili Fransızca olanlarla pratik yapmak istiyor.
Gramer olarak doğru ama anadil olarak konuşanlar böyle bir şey söylemezler.
Esperanto konuşanlar hala ilke olarak en azından iki dillidirler.
Yarın Avrupa'dan iki tane genç Esperanto konuşanı geliyor.
Ana dili İngilizce olan konuşurlar başka dilleri öğrenmeye alışkın mıdır?
Eğer İngilizce konuşanlar bunu anlamıyorsa bu hiçbir anlam ifade etmiyor.
- Dünyada Baskça konuşan 800,000'i aşkın kişi vardır.
- Dünyada 800,000'i aşkın Baskça konuşan kişi vardır.
Şarkı sözleri, anadil olarak konuşanlar tarafından bile yanlış işitilirler.
O dilde eskiden çok daha fazla konuşan vardı.
Cezayir nüfusunun üçte birini Berberice konuşanlar oluşturuyor.
Ana dilini konuşan bir sürü arkadaşım var, bu yüzden ana dilini konuşanlarla konuşarak bir sürü deneyimim oldu.
Bu sebepten dünyanın en ünlü TED konuşmacıları
Tatoeba'nın azınlık dillerini konuşanları nasıl çekebileceğini merak ediyorum.
Her dil konuşanları için eşit ölçüde değerli ve kıymetlidir.
Büyük sayıda yeni Esperanto konuşurları beni mutlu ediyor.
Ondan hoparlörlerindeki ses seviyesini azaltmasını rica ettim.
Hoparlörlerle platformda oturmam isteniyordu.
Doğuştan Japonca bilen biri, İngilizcenin öğrenmek için zor olduğunu düşünür mü?
Esperanto konuşanları dil eşitliği için çalışmaktadır.
Yerli konuşmacılarla konuşmak için çok fazla fırsatlarım olmuyor.
Yerli konuşmacılarla konuşmak için fazla fırsatlarım olmuyor.
Oğlumun okulundaki tüm İngilizce öğretmenleri, anadil konuşurudurlar.
Elizabeth İngilizcesi, Modern İngilizce konuşanları için bir yabancı dil gibidir.
Bir dili anadil olarak konuşanlar bile tüm kelimelerini bilmezler.
Web sitemizde anadil konuşucuları tarafından hazırlanan ses dosyalarını dinleyebilirsiniz.
Hükümet, muhalifleri, idealistleri ve Esperanto konuşanları toplamaya ve tutuklamaya başladı.
Dravidyan dillerinden, Telugu, Tamil, Kannada ve Malayalam çok konuşmacıya sahip.
Ben sadece İngilizceyi, onu ana dili olarak konuşanlardan korumaya çalışan bir göçmenim.
Akıcı olarak konuşan çok arkadaşım var fakat hâlâ yerliler gibi ses çıkaramıyorlar.
Fransızcada daha iyi olmanın en iyi yolu yerli konuşucularla Fransızca konuşmak.
Bir yerli konuşucu gibi görünmek istiyorsan, mümkün olduğunda yerli konuşucuları dinle.
Diller, menfaat ve güzellikte ortak bir yanı olan tüm konuşmacılarına aittir.
Anadili olarak konuşan kişi sayısı 10'dan aza düştüğünde bir dil ölü olarak kabul edilir.
Bir yabancı dili öğrenmenin bir yolu o dilin konuşuru ile iletişim içinde olmaktır.
Akıcılığınızı geliştirmek için, olabildiğince sık olarak anadili ile konuşanları denemelisiniz.
Yerli konuşmacılar dillerinde doğru olan veya olmayan şey hakkında çelişkili bilgiler verebilirler.
Ana dili Esperanto olan ilk kişi 1904'te doğdu. Günümüzde ise ana dili Esperanto olan birkaç bin kişi var.
İkincisi kendi spikerlerinin ihtiyaçlarına göre kendi yolları boyunca gelişmeye devam edecek.
Tom ona çevirilerinde yardım etmek isteyen yerlilerden nasihat almak için isteksiz görünüyor.
Neredeyse öğrenmek isteyebileceğin her dilde yerli konuşurlar tarafından hazırlanmış ses dosyalarını bulmak kolaylaşıyor.
Dünyada binlerce dil vardır ancak sadece biri onların konuşanlarının hepsi için köprüdür.
Tom Fransızca konuşulan bir ülkede yaşamak istiyor, bu yüzden her gün anadilini konuşan insanlarla Fransızca konuşmayı pratik yapabilir.
Eğer yabancı bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, o dili bir yerli ile mümkün olduğunca sık konuşmalısınız.
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
Öğrenmekte olduğunuz dili konuştukları bir ülkeye gidemiyorsanız bölgenizdeki o dili ana dil olarak konuşanların takıldığı bir bar bulun ve orada takılmaya başlayın.
Eğer Türkçeyi anadili olarak konuşanlar kendi dillerinde yeni, doğal cümleler ekleseler ya da Türkçe olmayan, kendilerinin tamamen anladıkları cümleleri Türkçeye çevirseler, Tatoeba herkes için daha iyi bile bir kaynak olur, mesela İngilizceyi Türkçeyle öğrenenler ya da Türkçeyi İngilizceyle öğrenenler için.