Translation of "Sorry" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Sorry" in a sentence and their turkish translations:

- Sorry!
- Sorry.

Üzgünüm.

- I'm sorry.
- Sorry...

Üzgünüm...

- I'm sorry.
- Sorry...
- I apologize.
- I am sorry.
- I'm sorry!

- Özür dilerim.
- Üzgünüm.

"Haha, sorry, sorry." "Are you really sorry?"

"Üzgünüm, üzgünüm." "Gerçekten üzgün müsün?"

Sorry guys, sorry! [vomits]

Üzgünüm, çocuklar.

- I'm sorry.
- I'm sorry!

Özür dilerim!

Sorry...

Bağışla...

- We're sorry.
- We are sorry.

Üzgünüz.

- Tom's sorry.
- Tom is sorry.

Tom üzgün.

- I'm sorry.
- Excuse me.
- Sorry!

- Lütfen beni affet.
- Affedersiniz.

I'm sorry. I'm so sorry.

Üzgünüm. Çok affedersin.

- I'm very sorry.
- I'm so sorry.
- I am so sorry.

Ben çok üzgünüm.

- I'm sorry.
- Excuse me.
- Sorry!
- I'm sorry!
- Pardon me!
- Pardon!

Affedersin!

- I'm terribly sorry.
- I'm terribly sorry!

Çok üzgünüm.

- Sorry about yesterday.
- Sorry for yesterday.

Dün hakkında üzgünüm.

- You'll be sorry!
- You'll be sorry.

Üzülürsün!

- We're so sorry.
- We're very sorry.

Çok üzgünüz.

- I'm utterly sorry!
- I'm terribly sorry!

Son derece üzgünüm!

- I'm terribly sorry.
- I'm dreadfully sorry.

- Çok üzgünüm.
- Ben çok çok üzgünüm.

- I'm sorry I'm so late.
- I'm sorry I'm late.
- Sorry to be late.
- Sorry I'm late.
- Sorry for being late.
- I'm sorry about being late.
- I'm sorry I was late.
- I'm sorry to be late.
- I'm sorry that I was late.

Geç kaldığım için üzgünüm.

I'm sorry.

Kusura bakmayın.

Sorry. [groans]

Üzgünüm.

Okay. Sorry.

Tamam. Özür dilerim.

Sorry? Pardon?

Üzgünüm? Affedersiniz?

Sorry again!

Tekrar özür dilerim!

Oh, sorry.

Oh, üzgünüm.

- I'm very sorry.
- I am very sorry.

Çok üzgünüm.

- I'm sorry about yesterday.
- Sorry about yesterday.

Dün için üzgünüm.

- Sorry, I am late.
- Sorry, I'm late.

Geç kaldığım için üzgünüm.

- I am truly sorry.
- I'm truly sorry.

Gerçekten üzgünüm.

- Sorry, we are closed.
- Sorry, we're closed.

Kusura bakma, kapalıyız.

- We're sorry.
- We apologize.
- We are sorry.

Özür dileriz.

- I am really sorry.
- I'm really sorry.

Gerçekten çok üzgünüm.

- I am very sorry.
- I'm so sorry.

Bunun hakkında çok üzgünüm.

- I am really sorry.
- I'm really sorry!

Gerçekten üzgünüm.

- I'm sorry about that.
- I'm sorry about this.
- I'm sorry for this.

Onun hakkında üzgünüm.

- Sorry to bother you.
- Sorry to bother you!

Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.

- I said I'm sorry.
- I've said I'm sorry.

Üzgün olduğumu söyledim.

- I'm sorry about everything.
- I'm sorry for everything.

Ben her şey hakkında özür dilerim.

- Sorry, I don't understand.
- Sorry, I don't follow.

Affedersin, anlamıyorum.

- I'm sorry for everything.
- I'm sorry... for everything.

Her şey için özür dilerim.

- Sorry about the mess.
- I'm sorry for the mess.
- I'm sorry about the mess.

Karışıklık için üzgünüm.

- I'm sorry to have disturbed you.
- I am sorry to have troubled you.
- Sorry to trouble you.
- Sorry to bother you.
- I'm sorry to disturb you.
- I'm sorry that I bothered you.
- I'm sorry for bothering you.

Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.

Sorry, the criminal

Maalesef suç unsuru

I'm terribly sorry.

Çok üzgünüm.

Sorry, I forgot.

Üzgünüm, ben unuttum.

Sorry about earlier.

Daha önce söylediklerim için üzgünüm.

Sorry, wrong number.

Üzgünüm, yanlış numara.

Don't be sorry.

Üzülme.

You are sorry.

Üzgünsün.

Oh, I'm sorry.

Oh,üzgünüm.

We're all sorry.

Hepimiz üzgünüz.

I'm extremely sorry.

Son derece üzgünüm.

I feel sorry.

Ben üzülüyorum.

- I apologize.
- Sorry!

- Affedersiniz.
- Özür dilerim.

We're sorry, too.

Biz de üzgünüz.

We're so sorry.

Çok üzgünüz.

Say you're sorry.

Üzgün olduğunu söyle.

Once again, sorry.

Bir kez daha üzgünüm.

Sorry, my mistake.

Üzgünüm, benim hatam.

I'm really sorry!

Çok üzgünüm!

We're very sorry.

Çok üzgünüz.

Sorry about that.

Onun için üzgünüm.

I was sorry.

Üzgündüm.

I'm sorry, Tom.

Üzgünüm, Tom.

We're sorry, Tom.

- Üzgünüz Tom.
- Özür dileriz Tom.

- I am sorry for you.
- I'm sorry for you.

Senin için üzgünüm.

- I'm sorry you're sick.
- I'm sorry that you're sick.

- Hasta olduğunuza üzüldüm.
- Hasta olduğuna üzüldüm.

- I'm sorry we're late.
- I'm sorry that we're late.

Geç kaldığımız için üzgünüm.

- I'm sorry you lost.
- I'm sorry that you lost.

Seni kaybettiğim için üzgünüm.

- I'm sorry I asked.
- I'm sorry that I asked.

Sorduğum için üzgünüm.

- I'm sorry this happened.
- I'm sorry that this happened.

Bunun olduğuna üzgünüm.

- I'm sorry about this.
- I am sorry about this.

Bu konuda üzgünüm.

- I'm sorry I'm late.
- I'm sorry to be late.

Geç kaldığım için üzgünüm.

- We're sorry that it happened.
- We're sorry it happened.

Bunun olduğuna üzgünüz.

- Tell him that I'm sorry.
- Tell him I'm sorry.

Ona üzgün olduğumu söyle.

- Tell them that I'm sorry.
- Tell them I'm sorry.

Onlara üzgün olduğumu söyle.

- Tell her that I'm sorry.
- Tell her I'm sorry.

Ona üzgün olduğumu söyle.

- I am very, very sorry.
- I'm very, very sorry.

Ben çok, çok üzgünüm.

- I can't come, sorry.
- I can't make it, sorry.

Onu yapamam, özür dilerim.

- I'm sorry I'm late.
- I'm sorry that I'm late.

Geç kaldığım için üzgünüm.

- I'm sorry that kissed Tom.
- I'm sorry kissed Tom.

Tom'u öptüğüm için özür dilerim.

- I'm sorry that I lied.
- I'm sorry I lied.

Yalan söylediğim için üzgünüm.

- I'm sorry I doubted you.
- I'm sorry that I doubted you.
- Sorry I doubted you.

Seni şüphelendiğim için üzgünüm.

- Tom said that he's sorry.
- Tom said he was sorry.
- Tom said that he was sorry.

Tom üzüntülü olduğunu söyledi.