Examples of using "Distribute" in a sentence and their turkish translations:
Medya bu haberi vermiyor.
Medya haberi vermiyor.
Askerler mültecilere gıda dağıtıyorlar.
Serveti nasıl dağıtacağın büyük bir sorundur.
Biz bu ürünü Japonya'da dağıtmak isteriz.
Belki Interlingua için broşür yapmalı ve onları dağıtmalısın.
Medya bu hikayeleri rapor etmiyor.
The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?