Examples of using "Abundance" in a sentence and their turkish translations:
Bir bolluk var.
Bolluk içinde yaşıyor.
bolluğun yokluktan daha iyi,
Bolca yiyeceğimiz var.
Allah bereket versin.
bu figürleri bolca görebiliriz
Kutlamada, bir sürü yemek vardı.
Serveti nasıl dağıtacağın büyük bir sorundur.
Kitapta bir resim bolluğu var.
Bolluk zamanlarında kıtlık zamanlarını hatırla.
Korkunç mali bolluk ve durmayan geliştirme projeleri. Birkaç kısa yıl
Isıtıcı sular, mercan resiflerine zarar verir ve birçok deniz türünün verimini, bolluğunu ve üretkenliğini değiştirir.