Translation of "Dip" in Turkish

Let's skinny dip.

Çıplak yüzelim.

I brought chips and dip.

Cips ve sos getirdim.

She loves to dip donuts into tea.

O bir çayın içine simit daldırmayı seviyor.

The dip was so hot, it burned my tongue.

Sos çok sıcaktı, dilimi yaktı.

Hummus is a dip or spread made from chickpeas.

Humus nohuttan yapılmış bir daldırma veya yaymadır.

If we have money problems we can always dip into our savings.

Para sorunumuz olursa her zaman tasarruflarımızdan bir kısmını harcayabiliriz.

We had to dip into our savings in order to pay the unexpected medical expenses.

Beklenmedik sağlık giderlerini ödemek için tasarruflarımızı gözden geçirmek zorunda kaldık.

We took a dip in the lake after lying in the sun for a while.

Biz bir süre güneşte uzandıktan sonra göle daldık.