Translation of "Brought" in Turkish

- Tom brought this.
- Tom brought that.

Tom bunu getirdi.

- Who brought him?
- Who brought her?

Onu kim getirdi?

- I brought wine.
- I brought some wine.

Biraz şarap getirdim.

- He brought me coffee.
- She brought me coffee.

Bana kahve getirdi.

Brought by NASA

NASA'nın getirdiği

I brought dinner.

Akşam yemeğini getirdim.

They brought umbrellas.

Onlar şemsiyeler getirdi.

I've brought supplies.

Malzeme getirdim.

He brought dinner.

O, akşam yemeği getirdi.

Tom brought dinner.

Tom akşam yemeğini getirdi.

She brought dinner.

O, akşam yemeği getirdi.

Mary brought dinner.

Mary akşam yemeği getirdi.

We brought dinner.

Biz akşam yemeği getirdik.

They brought dinner.

Onlar akşam yemeği getirdi.

Who brought you?

Seni kim getirdi?

Who brought Tom?

Tom'u kim getirdi?

Who brought her?

Onu kim getirdi?

Who brought Mary?

Mary'yi kim getirdi?

You brought nothing.

Sen hiçbir şey getirmedin.

They brought theirs.

Onlar onlarınkini getirdi.

Tom brought that.

Tom bunu getirdi.

Tom brought flowers.

Tom çiçekler getirdi.

I brought cookies.

Kurabiye getirdim.

I brought mine.

Benimkini getirdim.

I brought reinforcements.

Takviye kuvvetler getirdim.

I brought wine.

Ben şarap getirdim.

I've brought lunch.

Öğle yemeği getirdim.

Who brought them?

Onları kim getirdi?

He brought his.

O onunkini getirdi.

Tom brought his.

Tom onunkini getirdi.

She brought hers.

O onunkini getirdi.

Mary brought hers.

Mary onunkini getirdi.

We brought ours.

- Biz bizimkinin getirdik.
- Bizimkileri getirdik.

Who brought this?

Bunu kim getirdi?

Tom brought refreshments.

Tom serinletici içecekler getirdi.

I brought that.

Onu ben getirdim.

I brought flowers.

Ben çiçekler getirdim.

We brought trouble.

- Başımıza iş aldık.
- Başımıza iş açtık.
- Başımıza ihale aldık.

- We should've brought lunch.
- We should have brought lunch.

Öğle yemeği getirmeliydik.

- Tom brought Mary a gift.
- Tom brought Mary a present.

Tom Mary'ye bir hediye getirdi.

And brought to prison

Ve cezaevine getiriliyor

I brought a book.

Bir kitap getirdim.

I brought you something.

Sana bir şey getirdim.

I've brought you something.

Sana bir şey getirdim.

Who brought the beer?

Kim bira getirdi?

Who brought you here?

Seni buraya kim getirdi?

Who brought Tom here?

Tom'u buraya kim getirdi?

He brought me coffee.

Bana kahve getirdi.

I've brought it back.

Onu geri getirdim.

I brought you this.

Bunu senin için getirdim.

Who brought me here?

Kim beni buraya getirdi?

Who brought us here?

Bizi buraya kim getirdi?

I brought one out.

Ben birini çıkardım.

I brought one back.

Bir tane geri getirdim.

You brought nothing back.

Sen hiçbir şeyi geri getirmedin.

She brought a broom.

O bir süpürge getirdi.

Have you brought help?

Yardım getirdin mi?

I brought some sandals.

Ben birkaç sandalet getirdim.

What brought you here?

Sizi buraya ne getirdi?

He brought her flowers.

O ona çiçekler getirdi.

He brought her chocolate.

O ona çikolata getirdi.

They brought medical supplies.

Onlar tıbbi malzeme getirdiler.

Who brought lunch today?

Bugün öğle yemeğini kim getirdi?

Tom brought a blanket.

Tom bir battaniye getirdi.

Tom brought me coffee.

Tom bana kahve getirdi.

You brought some water.

Sen biraz su getirdin.

I brought Tom here.

Tom'u buraya getirdim.

I brought Tom home.

Tom'u eve getirdim.

I brought the blueprints.

Ben planları getirdim.

I brought a friend.

Bir arkadaş getirdim.

I brought some dessert.

Ben biraz tatlı getirdim.

I brought you flowers.

Sana çiçekler getirdim.

I brought you lunch.

Sana öğle yemeği getirdim.

Tom brought Mary along.

Tom yanında Mary'yi de getirdi.

Tom brought Mary here.

Tom, Mary'yi buraya getirdi.

Tom brought us gifts.

Tom bize hediyeler getirdi.

Tom brought me here.

- Tom beni buraya getirdi.
- Beni buraya Tom getirdi.

Tom brought it here.

Onu buraya Tom getirdi.

Tom brought a pie.

Tom bir turta getirdi.

Tom brought an umbrella.

Tom bir şemsiye getirdi.

We should've brought lunch.

Öğle yemeği getirmeliydik.

Tom brought everyone together.

Tom herkesi bir araya getirdi.

Destiny brought us together.

Kader bizi bir araya getirdi.

Tom brought some beer.

Tom biraz bira getirdi.

Tom brought Mary home.

Tom Mary'yi eve getirdi.

Who brought you in?

Seni kim içeri getirdi?

Tom brought us home.

Tom bizi eve getirdi.

I brought her chocolate.

Ona çikolata getirdim.

He's brought you flowers.

O sana çiçek getirdi.

I brought a pie.

Bir pasta getirdim.

I brought a salad.

Bir salata getirdim.

I brought everyone gifts.

Herkese hediye getirdim.

Fadil brought Layla home.

Fadıl, Leyla'yı eve getirdi.

I brought a blanket.

Bir battaniye getirdim.

Layla brought the cash.

Leyla nakit getirdi.