Translation of "Burned" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Burned" in a sentence and their turkish translations:

- I got burned.
- I burned myself.

Ben yakıldım.

They burned.

Onlar yandı.

It burned.

O yandı.

- The entire city burned.
- The whole city burned.

- Bütün şehir yandı.
- Tüm kent yandı.

- I've burned myself badly.
- I burned myself badly.

Kendimi fena halde yaktım.

- He burned his hand.
- She burned her hand.

Elini yaktı.

Tom burned himself.

Tom kendini yaktı.

They burned themselves.

Onlar kendilerini yaktı.

I burned it.

Onu yaktım.

I burned them.

Onları yaktım.

I was burned.

Yandım.

- Tom's house burned down, too.
- Tom's house also burned down.
- Tom's house burned down as well.

Tom'un evi de yandı.

Burned two million dollars

İki milyon dolar parayı yaktı

Both buildings burned down.

Her iki bina da yandı.

The candle burned out.

Mum yandı.

They burned some coal.

Onlar biraz kömür yaktılar.

The hotel burned down.

Otel yanıp kül oldu.

Tom burned the letter.

Tom mektubu yaktı.

She burned with jealousy.

Kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.

I burned my finger.

Ben parmağımı yaktım.

I burned the cake.

Keki yaktım.

I burned the cookies.

Kurabiyeleri yaktım.

My house burned down.

Evim yandı.

Tom's home was burned.

Tom'un evi yandı.

He burned himself badly.

O kendini kötü bir şekilde yaktı.

Tom's house burned down.

Tom'un evi yanıp kül oldu.

Tom burned his clothes.

- Tom elbiselerini yaktı.
- Tom onun elbiselerini yaktı.

The Nazis burned books.

Naziler kitapları yaktı.

Tom burned himself badly.

Tom kendini kötü bir şekilde yaktı.

I burned the newspaper.

Gazeteyi yaktım.

Our school burned down.

Okulumuz yandı.

Who burned the cake?

Keki kim yaktı?

Tom burned his hand.

Tom elini yaktı.

Tom was badly burned.

Tom kötü yanmıştı.

Tom burned his toast.

Tom tostunu yaktı.

I burned the paper.

- Ben kâğıdı yaktım.
- Kâğıdı yaktım.

You burned the paper.

- Sen kâğıdı yaktın.
- Kâğıdı yaktın.

They burned the paper.

Onlar kâğıdı yaktılar.

I burned the trash.

Çöpü yaktım.

My hand was burned.

Elim yanmıştı.

Tom burned Mary's picture.

Tom Mary'nin resmini yaktı.

Pepper burned his mouth.

Biber onun ağzını yaktı.

I was badly burned.

Kötü şekilde yanmıştım.

I burned myself yesterday.

Dün kendimi yaktım.

I've burned myself badly.

Kendimi fena şekilde yaktım.

He burned his fingers.

O parmaklarını yaktı.

He was burned alive.

O, canlı canlı yakıldı.

She was burned alive.

Canlı canlı yakıldı.

Our house burned down.

Evimiz yanıp kül oldu.

Tom burned his arm.

Tom kolunu yaktı.

Tom burned the cookies.

Tom kurabiyeleri yaktı.

Tom burned the pancakes.

Tom krepleri yaktı.

- The body had burned beyond recognition.
- The body was burned beyond recognition.

Vücut yanarak tanınmaz hale gelmiş.

The acid burned the metal.

Asit metali yaktı.

The fire burned up brightly.

Ateş parlak bir şekilde yandı.

The house burned down completely.

Ev tamamen yandı.

Those candles burned the table.

Şu mumlar masayı yaktı.

The spy burned the papers.

Casus evrakları yaktı.

Ten houses were burned down.

On ev yanıp kül oldu.

She burned her left hand.

O, sol elini yaktı.

They burned all the documents.

Onlar tüm belgeleri yaktılar.

The fire burned our house.

Yangın evimizi yaktı.

The forest burned for days.

Orman günlerce yandı.

The hillside burned all night.

Yamaç bütün gece yandı.

Tom burned his first dinner.

Tom ilk akşam yemeğini yaktı.

You burned the French fries.

Sen patates kızartmasını yaktın.

Her cheeks burned with shame.

Yanakları utançla kızardı.

The old barn burned down.

Eski ahır yandı.

Nothing has been burned yet.

Henüz bir şey yakılmadı.

The campfire has burned down.

Kamp ateşi yanıp kül oldu.

Tom was burned to death.

Tom ölümüne yakıldı.

The fire has burned out.

Yangın yakıp kül etti.

Three bulbs have burned out.

- Üç ampul yandı.
- Üç ampul patladı.

The students burned their textbooks.

Öğrenciler defterlerini yaktı.

The bulb has burned out.

Ampul söndü.

Tom's leg was badly burned.

- Tom'un bacağı fena halde yanmıştı.
- Tom'un bacağı kötü bir şekilde yandı.

They burned the captured supplies.

Yakalanan malzemeleri yaktılar.

Tom burned his report card.

Tom karnesini yaktı.

Some were pretty badly burned.

Bazıları oldukça kötü biçimde yanmıştı.

My favorite restaurant burned down.

En sevdiğim restoran yandı.

Layla burned her own house.

Leyla kendi evini yaktı.

The fire burned the resident.

Yangın sakinleri yaktı.

The fire burned the residents.

Yangın oturanları yaktı.

Sami's body was badly burned.

Sami'nin vücudu kötü biçimde yanmıştı.

He burned his first dinner.

İlk akşam yemeğini yakmıştı.

You burned yourself, didn't you?

Kendini yaktın değil mi?

Mary was burned at the stake.

Mary işkence direğinde yakıldı.

- I've burnt myself.
- I burned myself.

Kendimi yaktım.

I burned myself with boiling water.

Kaynar suyla kendimi yaktım.

The fire burned down ten houses.

Yangın on evi yakıp kül etti.

Tom burned himself on the stove.

Tom sobada kendini yaktı.

Tom's house burned down in 2013.

Tom'un evi 2013'te yanıp kül oldu.

Every burned book enlightens the world.

Yakılan her kitap dünyayı aydınlatır.