Translation of "Skinny" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Skinny" in a sentence and their turkish translations:

- You're skinny.
- You are skinny.

Sen sıskasın.

I'm skinny.

Ben sıskayım.

He's skinny.

O sıskadır.

They're skinny.

- Sıskalar.
- Onlar sıska.

- You are too skinny!
- You're too skinny.

Çok zayıfsın!

I'm not skinny.

Çok zayıf değilim.

What's the skinny?

Sıska nedir?

You're so skinny.

Sen çok zayıfsın.

Tom was skinny.

Tom sıskaydı.

Tom isn't skinny.

- Tom bir deri bir kemik değil.
- Tom sıska değil.

Tom is skinny.

Tom sıska.

You look skinny.

Sıska görünüyorsun.

Let's skinny dip.

Çıplak yüzelim.

You're awfully skinny.

Sen çok sıskasın.

Tom has skinny legs.

- Tom'un sıska bacakları var.
- Tom kürdan bacaklı.

He was awfully skinny.

O son derece sıska idi.

Tom is awfully skinny.

- Tom son derece sıska.
- Tom çok çiroz.
- Tom İskeletor'a dönmüş.

Tom never was skinny.

Tom hiç sıska değildi.

That boy is skinny.

O çocuk sıska.

Let's go skinny-dipping.

Çıplak yüzmeye gidelim.

Being skinny is unhealthy.

Sıska olmak sağlıksızdır.

He was painfully skinny.

O, acı verecek şekilde zayıftı.

Tom certainly is skinny.

Tom kesinlikle sıska.

I'm tall and skinny.

Uzun boylu ve sıskayım.

I never was skinny.

Asla sıska değildim.

Tom is still skinny.

Tom hâlâ sıska.

Tom is very skinny.

Tom çok sıska.

You've become too skinny.

- İğne ipliğe dönmüşsün.
- Bir deri bir kemik kalmışsın.
- Karnın sırtına yapışmış.
- Kemiklerin sayılıyor.
- Kaburgaların çıkmış.
- İskelet gibi olmuşsun.

- I think Tom is skinny.
- I think that Tom is skinny.

Sanırım Tom sıska.

- I know Tom is skinny.
- I know that Tom is skinny.

Tom'un sıska olduğunu biliyorum.

Tom used to be skinny.

Tom sıskaydı.

Did you go skinny-dipping?

Çıplak yüzmeye gittin mi?

I think Tom is skinny.

Sanırım Tom sıska.

The children were skinny dipping.

Çocuklar çıplak yüzüyordu.

My son is too skinny.

Oğlum çok sıska.

Tom says I'm too skinny.

Tom fazla sıska olduğumu söylüyor.

I used to be skinny.

Eskiden sıskaydım.

Tom is a skinny teenager.

Tom sıska bir genç.

Why are you so skinny?

- Neden bu kadar zayıfsın?
- Neden bu kadar sıskasın?
- Neden bu kadar çok zayıfsın?

- I don't think Tom is skinny.
- I don't think that Tom is skinny.

Tom'un sıska olduğunu sanmıyorum.

"When I see a skinny person,

Büyük Ruh Gandhi'yi hatırlatırım" şeklinde

My son is way too skinny.

Oğlum çok fazla sıska.

Tom is really skinny, isn't he?

Tom gerçekten sıska, değil mi?

Tom is very skinny, isn't he?

Tom çok sıska, değil mi?

- Tom isn't thin.
- Tom isn't skinny.

Tom ince değildir.

Have you ever gone skinny dipping?

Hiç çırılçıplak yüzmeye gittin mi?

Would you ever go skinny dipping?

Çıplak yüzmeye gider miydin?

Tom said that Mary was skinny.

Tom Mary'nin sıska olduğunu söyledi.

Tom is awfully skinny, isn't he?

Tom çok zayıf, değil mi?

- He was painfully thin.
- She was painfully thin.
- He was painfully skinny.
- She was painfully skinny.

O, acı verecek şekilde zayıftı.

- Tom told me that he thought Mary was skinny.
- Tom told me he thought Mary was skinny.
- Tom told me he thought that Mary was skinny.
- Tom told me that he thought that Mary was skinny.

Tom bana Mary'nin sıska olduğunu düşündüğünü söyledi.

For example, "I don't like skinny persons,"

bir ön yargınız olduğunu fark ettiğiniz zaman

I wonder if Tom is still skinny.

Tom'un hâlâ sıska olup olmadığını merak ediyorum.

I wonder why Tom is so skinny.

Tom niye böyle bir deri bir kemik, merak ediyorum.

- Tom is very thin.
- Tom is very skinny.

Tom çok zayıf.

You're too skinny! You need to eat more.

Sen çok sıskasın! Daha çok yemen gerekiyor.

- Tom is too skinny.
- Tom is too thin.

Tom çok sıska.

How dare you call me skinny and ugly?

Bana cılız ve çirkin demeye nasıl cesaret edersin?

That man is skinny, but his wife is fat.

Şu adam zayıf ama karısı şişman.

Tom isn't as skinny as he used to be.

Tom eskiden olduğu kadar sıska değil.

I'm not as skinny as I used to be.

Ben eskisi kadar sıska değilim.

Tom was really skinny when I first met him.

Onunla ilk tanıştığımda Tom gerçekten sıskaydı.

- Both Tom and Mary were very skinny when they were children.
- Tom and Mary were both very skinny when they were children.

Hem Tom hem de Mary çocukken çok zayıflardı.

- Tom is thin, isn't he?
- Tom is skinny, isn't he?

Tom sıska, değil mi?

How can a skinny person like you eat so much?

Senin gibi sıska bir insan nasıl bu kadar çok yemek yiyebilir?

A skinny black kid in a kind of somewhat racist town.

ırkçı sayılabilecek bir kentte cılız siyahi bir çocuktum.

- Tom is quite thin, isn't he?
- Tom is pretty skinny, isn't he?

Tom oldukça sıska, değil mi?

If you want to get skinny, you should stop grazing between meals.

Sıska olmak istiyorsan öğünler arasında otlanmayı bırakmalısın.

Mary can eat and drink anything she wants and still stay skinny.

Mary istediği her şeyi yiyebiliyor ve içebiliyor ve hala zayıf kalabiliyor.

First of all, you don't have to remind me that I'm skinny.

öncelikle, sıska olduğumu hatırlatmanıza gerek yok.

Tom doesn't think it's a very good idea to go skinny dipping.

Tom çırılçıplak yüzmeye gitmenin çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor.

Santa Claus is usually drawn as roly-poly. He is almost never skinny.

Noel baba genellikle tombul çizilir. O neredeyse sıska değildir.

Because they ruined the silhouette – Adding a front pocket to a pair of skinny

çünkü görünüşü bozuyorlardı. Örnek olarak dar bir kota ön cep eklemek

- The dog is brown, small, and thin.
- The dog is brown, small, and skinny.

Köpek, kahverengi, küçük ve sıska.

- My sister is thin, but I'm a little overweight.
- My sister's skinny and me, I'm chubby.

Kız kardeşim zayıf ama ben biraz kiloluyum.