Translation of "Options" in Turkish

- We have several options.
- We've got several options.

Bizim birkaç seçeneğimiz var.

They have options.

Onların seçenekleri var.

There are options.

Seçenekler var.

Other options remain.

Diğer seçenekler kalır.

Consider the options.

Seçenekleri göz önünde bulundurun.

I'm checking options.

Seçenekleri kontrol ediyorum.

Tom has options.

Tom'un seçenekleri var.

All options are normal.

Tüm seçenekler normal.

Are there other options?

Başka seçenekler de var mı?

Consider your options carefully.

Seçeneklerini dikkatli düşün.

There are no options.

Hiçbir seçenek yok.

What are the options?

- Seçenekler neler?
- Seçeneklerde ne var?

I'm investigating the options.

Seçenekleri araştırıyorum.

We always have options.

Bizim her zaman seçeneklerimiz var.

They're out of options.

Onlar seçeneklerin dışında.

We're out of options.

Seçeneğimiz kalmadı.

I'm out of options.

Benim seçeneklerim yok.

There are three options.

Üç seçenek var.

There are always options.

Her zaman seçenekler vardır.

They have several options.

Onların birkaç seçeneği var.

We have three options.

Üç seçeneğimiz var.

Tom's options are limited.

Tom'un seçenekleri sınırlıdır.

There are several options.

Birkaç seçenek var.

The options are unlimited.

Seçenekler sınırsız.

There are other options.

Başka seçenekler var.

Check out your options.

Seçeneklerini kontrol et.

The options are clear.

Seçenekler açık.

Three options were proposed.

Üç tane seçenek önerildi.

We have no options.

Bizim seçeneğimiz yok.

Let's discuss our options.

Seçeneklerimizi tartışalım.

I had three options.

Benim üç seçeneğim vardı.

I have three options.

Benim üç seçeneğim var.

Tom weighed his options.

Tom seçeneklerini değerlendirdi.

What are Tom's options?

Tom'un seçenekleri nedir?

Those are your options.

Onlar senin seçeneklerin.

What are our options?

Opsiyonlarımız nelerdir?

What are my options?

Seçeneklerim neler?

You have two options.

İki seçeneğin var.

You have three options.

Üç seçeneğin var.

Tom considered his options.

Tom seçeneklerini düşündü.

We have several options.

Bizim birkaç seçeneğimiz var.

I'm considering my options.

Seçeneklerimi düşünüyorum.

Treatment options are limited.

Tedavi seçenekleri sınırlıdır.

Today you have options.

Bugün seçeneklerin var.

Are there any options?

Hiç seçenek var mı?

Tom has more options.

Tom'un daha fazla seçenekleri var.

We're looking for options.

Biz seçenekler arıyoruz.

Your options are limited.

Seçenekleriniz sınırlıdır.

My options are limited.

Benim seçeneklerim sınırlıdır.

We need more options.

Daha fazla seçeneğe ihtiyacımız var.

We discussed our options.

Seçeneklerimizi tartıştık.

Both options are possible.

İki seçenek de mümkün.

- We must consider all options.
- We must consider all the options.

Tüm seçenekleri göz önünde bulundurmalıyız.

There are lots of options.

Seçenek bol.

Okay, so two options here.

Pekâlâ, iki seçeneğimiz var.

What payment options are available?

Hangi ödeme seçenekleri mevcut?

Tom had no options left.

Tom'un başka seçeneği yoktu.

I chose between two options.

İki seçenekten birini seçtim.

At least you have options.

En azından seçenekleriniz var.

We're running out of options.

Seçeneklerimiz azalıyor.

You're running out of options.

Seçenekleri tüketiyorsunuz.

There are no other options.

Başka seçenekler yok.

What other options are there?

Başka hangi seçenekler var?

Tom considered his options carefully.

Tom seçeneklerini dikkatle düşünüp taşındı.

There are only three options.

Yalnızca üç seçenek var.

We only have three options.

Sadece üç seçeneğimiz var.

There aren't any options left.

Kalan çok seçenek yok.

We don't have many options.

Bizim çok seçeneğimiz yok.

Are there any better options?

Herhangi daha iyi seçenekler var mı?

Those are all fine options.

Onların hepsi güzel seçenekler.

Are there any other options?

Başka seçenekler var mı?

We do have some options.

Bizim bazı seçeneklerimiz var.

I only had three options.

Benim sadece üç seçeneğim vardı.

We have no other options.

Başka bir seçeneğimiz yok.

I don't see any options.

- Hiçbir seçenek görmüyorum.
- Hiçbir seçeneği anlamadım.

Tom is considering his options.

Tom seçeneklerini düşünüyor.

You have only two options.

Sadece iki seçeneğin var.

You have only three options.

Sadece üç seçeneğin var.

You only have two options.

- Sadece iki seçeneğin var.
- Sadece iki seçeneğiniz var.

Let's look at some options.

Bazı seçeneklere bakalım.

Tom has plenty of options.

Tom'un hayli seçeneği var.

What are Tom's options now?

Şimdi Tom'un seçenekleri nedir?

We're reviewing all our options.

Biz tüm seçeneklerimizi gözden geçiriyoruz.

What are our options here?

Burada bizim seçeneklerimiz nedir?

I'm looking at my options.

Seçeneklerime bakıyorum.

Listen closely to the options.

Seçenekleri yakından dinleyin.

The jury had three options.

Jürinin üç seçeneği vardı.

Are there too many options?

Çok fazla seçenek var mı?

Tom is out of options.

Tom seçeneklerin dışında.

I still have several options.

Hâlâ birkaç seçeneğim var.

We only have 3 options.

Sadece üç seçeneğimiz var.

I only have three options.

Sadece üç seçeneğim var.

I have no options left.

Hiçbir seçeneğim kalmadı.

I don't have many options.

Benim çok seçeneğim yok.

Tom didn't have many options.

Tom'un pek çok seçeneği yoktu.