Translation of "Deceive" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Deceive" in a sentence and their turkish translations:

Looks deceive.

Görünüşler aldatır.

Appearances deceive.

Dış görünüşler aldatır.

Don't deceive yourself.

- Kendinizi kandırmayın.
- Kendini aldatma.
- Kendini kandırma.

Don't deceive him.

- Onu aldatma.
- Onu kandırmayın.
- Onu kandırma.

Don't deceive Tom.

Tom'u kandırma.

Don't deceive me.

- Beni kandırma.
- Beni aldatma.

- Let us not deceive ourselves.
- Let's not deceive ourselves.

- Kendimizi aldatmayalım.
- Kendimizi kandırmayalım.

It's wrong to deceive people, but worse to deceive yourself.

İnsanları aldatmak yanlıştır, fakat kendinizi aldatmak daha kötü.

I'll never deceive you.

Asla seni aldatmayacağım.

You can deceive fools.

- Aptalları aldatabilirsin.
- Aptalları kandırabilirsin.

Don't try to deceive us.

Bizi aldatmaya çalışma.

Don't let appearances deceive you.

Görünüşlerin seni aldatmasına izin verme.

Don't try to deceive me.

Beni kandırmaya çalışma.

Tom tried to deceive me.

Tom beni aldatmaya çalıştı.

Tom tried to deceive Mary.

Tom Mary'yi aldatmaya çalıştı.

You can't deceive us anymore.

Artık bizi aldatamazsın.

You can deceive a fool.

Bir aptalı aldatabilirsiniz.

- Don't deceive him.
- Don't cheat him.

Onu aldatma.

I never wanted to deceive you.

Asla seni kandırmak istemedim.

I didn't mean to deceive you.

Seni aldatmak istemedim.

- Don't disappoint Tom.
- Don't deceive Tom.

Tom'u hayal kırıklığına uğratma.

- Don't kid yourself.
- Don't deceive yourself.

Kendinizi kandırmayın.

I don't want to deceive you.

Seni aldatmak istemiyorum.

Nothing would tempt me to deceive him.

Hiçbir şey onu kandırmama teşvik etmedi.

It was never our intention to deceive you.

Bizim niyetimiz seni aldatmak değildi.

I didn't mean to deceive you like this.

Seni bu şekilde aldatmak istemedim.

He is the last man to deceive me.

O, beni aldatacak son kişidir.

I would rather be deceived than to deceive.

Aldatmaktansa aldatılmayı tercih ederim.

It is no use trying to deceive me.

Beni ikna etmeye çalışmanın faydası yok.

He knows very well how to deceive people.

O, insanları nasıl aldatacağını çok iyi biliyor.

Sami hatched a plan to deceive his wife.

Sami karısını aldatmak için bir plan yapmıştı.

- I assure you I didn't intend to deceive you.
- I assure you that I didn't intend to deceive you.

Sizi temin ederim ki sizi aldatmak niyetinde değildim.

The attempt to deceive me did not come off.

Beni aldatma girişimi başarıya ulaşmadı.

- Don't deceive me.
- Don't make a fool of me.

Beni kandırma.

Do you think it is easy to deceive children?

- Çocukları kandırmanın kolay olduğunu düşünüyor musun?
- Sence çocukları kandırmak kolay mıdır?

I don't want to deceive the woman I love.

Sevdiğim kadını aldatmak istemiyorum.

Come up with the most incredible methods to deceive them.

yırtıcıları kandırmak için inanılmaz yöntemler bulması gerekti.

- Don't take him in.
- Don't deceive him.
- Don't cheat him.

Onu aldatma.

And this is how she works. This incredible creativity to deceive.

Hareket şekli böyle. Aldatmaya yönelik inanılmaz bir yaratıcılığı var.

I have always been honest with you. Why do you want to deceive me?

Ben her zaman sana karşı dürüst oldum. Neden beni aldatmak istiyorsun?