Translation of "Charged  " in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Charged  " in a sentence and their turkish translations:

Has Tom been charged?

Tom suçlandı mı?

My card is charged.

Benim kartım dolu.

This battery is charged.

Bu batarya şarjlı.

He was charged with conspiracy.

Komplo ile suçlandı.

Tom charged down the stairs.

- Tom paldır küldür merdivenlerden indi.
- Tom merdivenlerden koşarak indi.

He charged me with dishonesty.

Beni sahtekarlıkla suçladı.

I'm being charged with murder.

Ben cinayetle suçlanıyorum.

You charged me too much.

Siz bana çok fazla ücret ödettiniz.

Is the battery fully charged?

Batarya tam olarak şarj oldu mu?

Tom hasn't been officially charged.

Tom resmi olarak görevlendirilmedi.

Nobody has been formally charged.

Hiç kimse resmen suçlanmadı.

They charged me too much.

Onlar beni çok fazla suçladı.

The cavalry charged the enemy.

Süvari, düşmana saldırdı.

Tom was charged with murder.

Tom cinayetle suçlandı.

Tom is charged with manslaughter.

Tom adam öldürmekle suçlanıyor.

I wasn't charged with anything.

Ben hiçbir şeyle suçlanmadım.

Tom was charged with assault.

Tom saldırı ile suçlandı.

Tom hasn't been charged yet.

- Tom henüz cezalandırılmadı.
- Tom'un cezası henüz kesinleşmedi.

Tom was charged with arson.

Tom kundakçılıkla suçlanıyordu.

Layla was charged with kidnapping.

Leyla kaçırmayla suçlandı.

Tom was charged with perjury.

Tom yalancı şahitlikle suçlandı.

Sami was charged with arson.

Sami kundaklamayla suçlanıyordu.

Tom was charged with robbery.

Tom hırsızlıkla suçlandı.

My phone is fully charged.

Telefonumun şarjı dolu.

The man was charged with theft.

Adam hırsızlıkla suçlandı.

The driver was charged with speeding.

Sürücü aşırı hızdan suçlu bulundu.

She should be charged with murder.

Cinayetle suçlanmalı.

She charged me with being irresponsible.

Beni sorumsuz olmakla suçladı.

Tom has been charged with assault.

Tom saldırı ile suçlanıyor.

Tom hasn't being charged with anything.

Tom bir şeyle suçlanmıyor.

Are we being charged with something?

Biz bir şeyle mi suçlanıyoruz?

Tom was charged with attempted murder.

Tom cinayete teşebbüsten suçlandı.

The police charged him with speeding.

Polis aşırı hızdan onu suçladı.

The police charged into the bar.

Polisler bara girdiler.

What am I being charged with?

Ben neyle suçlanıyorum?

The battery has to be charged.

- Pil şarj edilmek zorunda.
- Akü şarj edilmek zorunda.

Tom was charged with armed robbery.

Tom silahlı soygun ile suçlandı.

This man was charged with theft.

Bu adam hırsızlıkla suçlandı.

Tom has been charged with kidnapping.

Tom çocuk kaçırmakla suçlanıyor.

Tom has been charged with murder.

Tom cinayetle suçlanıyor.

Tom is being charged with murder.

Tom cinayet ile suçlanıyor.

Layla was charged of blackmailing Sami.

Leyla, Sami'ye şantaj yapmakla suçlandı.

Layla was charged with capital murder.

Leyla cinayetle suçlandı.

Tom hasn't been implicated or charged.

Tom suçlanmadı ya da cezalandırılmadı.

- Tom has not been charged with any crime.
- Tom hasn't been charged with any crime.

Tom herhangi bir cinayetle suçlanmadı.

- Tom hasn't yet been charged with a crime.
- Tom hasn't been charged with a crime yet.

Tom henüz bir suçla suçlanmadı.

The man charged me with being irresponsible.

Adam beni sorumsuz olmakla suçladı.

They charged me for the broken window.

Kırılan pencere için beni suçladılar.

He was charged with assault and battery.

Saldırı ve darptan suçlandı.

They charged us more than we expected.

Bizden beklediğimizden daha fazla ücret aldılar.

Tom was arrested and charged with murder.

Tom tutuklandı ve cinayetle suçlandı.

The police charged Sachiyo with the murder.

Polis cinayetten Sachiyo'yu sorumlu tutuyor.

- Tom hasn't been charged.
- Tom wasn't punished.

Tom cezalandırılmadı.

Dan was arrested and charged with rape.

Dan tutuklandı ve tecavüzle suçlandı.

Is Tom being charged with a crime?

Tom bir suçla mı suçlanıyor?

He was charged to continue this job.

O bu işe devam etmekle suçlandı.

My client has been charged with murder.

Müvekkilim cinayetle suçlanıyor.

He was never officially charged with spying.

Casusluk yapmakla ilgili resmen suçlanmadı.

Tom has been charged with Mary's murder.

Tom, Mary'nin cinayetiyle suçlandı.

Tom has been formally charged with murder.

Tom resmen cinayetle suçlanıyor.

Sami was charged with arson and murder.

Sami kundaklama ve cinayetle suçlanıyordu.

Sami's wife, Layla, was charged with murder.

Sami'nin karısı Leyla, cinayetle suçlandı.

Sami charged a drunk customer three times.

Sami sarhoş bir müşteriyi üç kez uyardı.

Sami was charged with first degree homicide.

Sami birinci derece cinayetle suçlandı.

Sami was charged with starting the fire.

Sami yangını başlatmakla suçlandı.

The middle aged man was charged with assault.

Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı.

They charged me five dollars for the bag.

Çanta için bana beş dolar ödettiler.

Although they were not guilty, they were charged.

- Suçlu olmamalarına rağmen cezalandırıldılar.
- Suçlu olmamalarına rağmen, itham edildiler.

Tom has been charged with first-degree murder.

Tom birinci dereceden cinayetle suçlanıyor.

Dan was arrested and charged with Linda's murder.

Dan tutuklandı ve Linda'nın cinayetiyle suçlandı.

Tom has been charged with assault and battery.

Tom saldırı ve darp ile suçlandı.

Tom was arrested and charged with the murder.

Tom tutuklandı ve cinayetle suçlandı.

Tom has been charged with his wife's murder.

Tom eşinin cinayetinden suçlandı.

Tom has been charged with all three murders.

Tom üç cinayetle suçlanıyor.

Layla was charged with conspiracy to commit murder.

Leyla cinayet işlemek için komplo kurmakla suçlanıyordu.

Layla was charged with conspiracy for bank robbery.

Layla banka soygunu için komplo kurmakla görevlendirildi.

Sami was charged with six counts of murder.

Sami altı tane cinayetle suçlandı.

He was arrested and charged with the murder.

Cinayet suçlamasıyla tutuklandı.

And so I charged from there towards the summit.

Oradan sonra hızla zirveye ulaştım.

Bob charged 3 dollars an hour for mowing lawns.

- Bob çimleri biçmek için saat başına üç dolar istedi.
- Bob çim biçmek için saatlik 3 dolar talep etti.

She went on trial charged with murdering her husband.

O, kocasını öldürmekle suçlandığı için mahkemelik oldu.

The hotel charged me 8,000 yen for the room.

Otel bana oda için 8.000 yen ödetti.

I charged them too much money for their room.

Odaları için onlara çok fazla para ödedim.

Tom has been arrested and charged with Mary's murder.

Tom tutuklandı ve ve Mary'nin cinayetiyle suçlandı.

He went on trial charged with murdering her wife.

O, onun eşini öldürmekle suçlandığı için mahkemeye gitti.

Tom was charged with embezzling money from the city.

Tom şehirden zimmetine para geçirmekle suçlandı.

Tom and Mary have both been charged with murder.

Tom ve Mary ikisi de cinayetle suçlanıyor.

Sami was arrested and charged with first degree murder.

Sami birinci derece cinayetle tutuklandı ve suçlandı.

Sami was charged with the murder of his roommate.

Sami oda arkadaşını öldürmekle suçlandı.

The Polish cavalry troops charged bravely towards the German tanks.

Polonyalı süvari birlikleri Alman tanklarına karşı cesurca hücum etti.

- Tom was accused of theft.
- Tom was charged with robbery.

Tom hırsızlıkla suçlandı.

Sami was charged of attempted murder of his own daughter.

Sami kendi kızını öldürme girişiminde bulunmakla suçlandı.

The French were routed and charged down by Le Marchant’s cavalry.

Fransızlar tarafından yönlendirildi ve suçlandı Le Marchant'ın süvari.

Russian hussars charged and routed part of Arrighi’s Third Cavalry Corps.

Rus hussars ücret ve yönlendirilen kısmı Arrighi'nin Üçüncü Süvari Kolordusu.

The police charged him with leaking information to a neighboring country.

komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.