Examples of using "Behave" in a sentence and their turkish translations:
- Kendine gel.
- Terbiyeni takın.
- Kendine gel!
- Terbiyeni takın!
- Kendine gel.
- Terbiyeni takın.
buna göre davranacaklardır.
Düşünmeden hareket etme.
Lütfen dürüst davran.
Lütfen ölçülü bir biçimde davran.
Herkes doğal olarak davranır.
Terbiyeli olacağım.
Sadece kendine gel.
Kendine gel, çocuk!
Lütfen terbiyeni takın.
Lütfen kendine gel.
O, nasıl davrandı?
- Erkek gibi davran.
- Bir adam gibi davran.
Tom nasıl davrandı?
Dikkatli davranmalısın.
Bugün görgülü davrandın mı?
Tom kendisi gibi davranıyor olmalı.
Neden davranamıyorsun?
Öyle davranmamalısın.
Kendine gelmeni istiyorum.
Ben yokken terbiyesizlik yapma.
Öyle davranmamalısın.
Sessiz ol ve iyi davran.
Ben yokken terbiyesizlik yapma.
Bazen yetişkinler çocuk gibi davranırlar.
Terbiyeli olmanı istiyorum.
İnsanlar her zaman mantıklı bir biçimde davranmaz.
Onlar her zaman iyi davranırlar.
Hepiniz benzer şekilde davranıyorsunuz.
Tom tuhaf bir biçimde davranmaya başladı.
Tom dengesce davranmaya başladı.
Annem bana kendime gelmemi söyledi.
Lütfen bir İngiliz beyefendisi gibi davran.
Daha iyi davranmaya çalışmalısın.
Erkek çocuklar terbiyeli olmak için eğitilebilirler.
Bütün öğretmenler böyle davranmaz.
Keşke Jim kendisi gibi davransa.
Keşke Tom terbiyesini takınsa.
Tom Mary'nin kendine gelmesini istedi.
O kadar çocukça davranamazsın.
Böyle davranmamalısın.
Çocuk gibi davranma lütfen.
Tom'un terbiyeli davranmasını istedim.
Tom Mary'ye kendine gelmesini söyledi.
Tom her zaman böyle davranıyor mu?
Tom'a terbiyeli olmasını söyledim.
Neden öyle davrandın?
Annem bana kendime gelmemi söyledi.
Onlar müslümanlara hiçbir müslümanın kâfire karşı davranmadığı şekilde davranıyorlar.
Kendine gel.
Mary oğlundan terbiyesini takınmasını istedi.
Çocuk nasıl davranacağını bilmiyor.
Toplum içinde nasıl davranacağını bilir.
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
Sen Tom'un o şekilde davranmasına izin veremezsin.
Tom herkesin önünde nasıl davranacağını bilir.
Eğer terbiyeni takınmazsan Noel Baba gelmeyecek.
Tom'un nasıl davranacağını öngörebilirim.
Keşke çocuklarım terbiyeli davransa.
Gerçekten Tom'un terbiyeli davranmasını diliyorum.
Tom oğluna terbiyesini takınmasını söyledi.
Kendine gelirsen, hoş bir şey alırsın.
Sarhoş olur olmaz terbiyesini takınmaz.
Diğer insanların beklentileri bizim nasıl davranacağımızı etkiler.
Kilisede terbiyeli olmak zorundasın.
Genç insanlar o şekilde davranmaya eğilimlidir.
Eğer bir öğrenci isen, öyle davran.
İnsanlar yurt dışına çıktıklarında farklı davranır mı?
Onun o şekilde davranması karakteristiktir.
Benim çocukların okulda iyi davrandığına bakın.
Tom ben yokken uslu durdu mu?
- Yemekler sırasında terbiyeni takınmanı istiyoruz.
- Sofrada uslu durmanı istiyoruz.
Bir yetişkin gibi davranmanı bekliyorum.
Bazı önde gelen tenis oyuncuları şımarık çocuklar gibi davranırlar.
Birçok kişi bilgisayar korsanlarının davranış tavrını anlayamıyor.
Tom nasıl davrandı?
O öyle davranmak için çıldırmış olmalı.
Tom'un daha önce bu şekilde davranmadığını hiç görmedim.
Eğer görgülü davranırsan onu sana vereceğim.
Yetim çocuklara yaramazlık yapmamaları söylendi.
Tom ve bana kendimiz gibi davranmamız söylendi.
neden bu şekilde davrandığımız.
Bir şeyin doğrusunu bilecek kadar yeterince yaşlısın. Terbiyeni takın.
İnsanlar niçin maymun gibi davranıyor, ya da tam tersi?
Niçin bir beyefendi gibi davranmaya çalışmıyorsun?
Eğer kültürlü bir adamsan, hoşgörüyle davran.
Annem bana terbiyeli davranmak zorunda olduğumu söyledi.
Nasıl davranacağımı bana söylemeni istemiyorum.
Terbiyeni nasıl takınacağın konusunda dikkatli olmak zorunda olacaksın.
Bir dalkavuk gibi davranırsanız bir dalkavuk gibi davranılırsınız.
Otizme sahipseniz bazen biraz, bazen ise oldukça
- Sofrada nasıl davranılacağını bilmiyor.
- Masada nasıl davranılacağını bilmiyor.
Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.