Translation of "Lightly" in Turkish

0.140 sec.

Examples of using "Lightly" in a sentence and their turkish translations:

Don't behave lightly.

Düşünmeden hareket etme.

Tom knocked lightly.

Tom kapıyı hafifçe çaldı.

I got off lightly.

Hafifçe indim.

Don't take it lightly.

Onu hafife almayın.

He takes everything lightly.

O her şeyi hafifçe alır.

We shouldn't take it lightly.

Bunu hafife almamalıyız.

Please don't take this lightly.

Lütfen bunu hafiften alma.

Tom doesn't give advice lightly.

Tom hafifçe tavsiye vermez.

I don't take life lightly.

Hayatı hafife almam.

Tom punched Mary's arm lightly.

Tom, Mary'nin kolunu hafifçe yumrukladı.

Brake lightly before making a turn.

Dönmeden önce hafifçe fren yap.

I didn't make this decision lightly.

Ben bu kararı kolay bir biçimde vermedim.

The other team took us lightly.

Öteki takım bizi hafife aldı.

Tom knocked lightly on Mary's door.

Tom Mary'nin kapısını hafifçe çaldı.

I dress lightly all the time.

Her zaman hafifçe giyinirim.

I don't take my job lightly.

Ben işimi hafife almam.

Touch it lightly, leave a minimal mark.

Nazikçe dokun, geride olabildiğince iz bırakma.

Tom kissed Mary lightly on the lips.

Tom Mary'yi dudaklarından hafifçe öptü.

Tom kissed Mary lightly on the cheek.

Tom Mary'yi yanağından hafifçe öptü.

And then you can lightly close your eyes

Ve yavaşça gözlerinizi kapatabilir

Angels can fly because they take themselves lightly.

Melekler uçabilirler çünkü kendilerini hafifçe alıyorlar.

- Don't underestimate your opponent.
- Don't take your opponent lightly.

Rakibini hafife alma.

And it's a city that sits on the ground very lightly.

Bu şehir zemine çok nazikçe oturtulmuş.

If you go out so lightly dressed, you'll catch a cold.

Böyle hafifçe giyinerek dışarı çıkarsan nezle olursun.

He removed his fur jacket downstairs, went up, and knocked lightly on the door.

O, aşağıda kürk ceketini çıkardı, yukarı gitti ve kapıyı hafifçe çaldı.

If you knew how important a decision that was, you wouldn't make it so lightly.

Onun ne kadar önemli bir karar olduğunu bilseydin onu çok önemsemeden yapmazdın.

She touched me lightly on the nape of the neck with the tips of her fingers and it made me shudder.

O bana parmak uçları ile ensemin üzerine hafifçe dokundu ve bu beni ürpertti.