Translation of "Beating" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Beating" in a sentence and their turkish translations:

She's beating cancer.

O kanseri yeniyor.

- Sami started beating Layla up.
- Sami began beating Layla.

Sami, Leyla'yı dövmeye başladı.

Its heart stops beating.

Kalbi atmayı bırakıyor.

Tom is beating Mary.

Tom, Mary'yi dövüyor.

They begin beating Tom.

Onlar Tom'u yenmeye başlar.

My heart stopped beating.

Kalbim atmayı bıraktı.

Stop beating yourself up.

Kendini hırpalamayı bırak.

Tom kept beating Mary.

Tom Mary'yi dövmeye devam etti.

They begin beating him.

Onlar onu yenmeye başlıyor.

They begin beating her.

Onlar onu dövmeye başladılar.

Sami was beating Layla.

Sami, Leyla'yı dövüyordu.

- My heart's beating so fast!
- My heart is beating so fast!

Kalbim çok hızlı atıyor!

My heart is beating fast.

Benim kalbim hızlı atıyor.

Meg is beating a drum.

Meg bir davul çalıyor.

Stop beating around the bush.

- Dolaylı konuşmayı kes.
- Bin dereden su getirme.
- Lafı dolandırma.

Mary is beating her daughter.

Mary kızını dövüyor.

His heart was beating wildly.

Kalbi çılgınca çarpıyordu.

My heart's beating so fast!

Kalbim çok hızlı atıyor!

Tom is beating up Mary.

Tom, Mary'yi dövüyor.

She won't stop beating me.

O beni dövmekten vazgeçmeyecek.

Why are you beating me?

Neden beni dövüyorsun?

Tom's heart was beating fast.

Tom'un kalbi hızlı atıyordu.

Tom is beating a drum.

Tom davul çalıyor.

He's beating me, three to zip.

3-0 beni yeniyor.

A boy was beating the drum.

Bir çocuk davul çalıyordu.

I felt my heart beating rapidly.

Kalbimin hızla çarptığını hissettim.

She felt her heart beating fast.

Onun kalbinin hızlı çarptığını hissettim.

Why are you beating my mother?!

Annemi neden dövüyorsun?!

Have you stopped beating your wife?

Karını dövmeyi bıraktın mı?

My heart was beating so fast.

Kalbim çok hızlı atıyordu.

Tom felt his heart beating faster.

Tom kalbinin daha hızlı attığını hissetti.

I saw him beating the animal.

Onun hayvana vurduğunu gördüm.

Let's stop beating around the bush.

- Kırk dereden su getirmeyi bırakalım.
- Lafı dolandırmayı bırakalım.

Their hearts were beating very fast.

Onların kalpleri çok hızlı atıyordu.

John was beating the drums loudly.

John yüksek sesle davulları çalıyordu.

He felt his heart beating fast.

O, kalbinin hızlı attığını hissetti.

Tom took a beating last week.

Tom geçen hafta dayak yemiş.

I can hear your heart beating.

Senin kalp atışını duyabiliyorum.

Sami's heart was beating super-fast.

Sami'nin kalbi çok hızlı çarpıyordu.

The drums of war are beating.

Savaş tamtamları çalıyor.

The rain is beating against the window.

Yağmur cama vuruyor.

The rain is beating against the windows.

Yağmur pencerelere vuruyor.

The rain was beating against the windows.

Yağmur pencerelere vuruyordu.

My heart was beating faster and faster.

Kalbim gitgide daha da hızlı çarpıyordu.

- I think Tom is beating around the bush.
- I think that Tom is beating around the bush.

Sanırım Tom lafı ağzında geveliyor.

Tom received a brutal beating from his father.

Tom babasından acımasız bir dayak yedi.

Tom had injuries consistent with a severe beating.

Tom'un vücudunda ağır şekilde darp edilmeye bağlı hasar vardı.

Tom came close to beating Mary to death.

- Tom Mary'yi döverek öldürmenin eşiğine geldi.
- Tom Mary'yi neredeyse döverek öldürüyordu.

Why are you always beating up your sister?

Neden kız kardeşini her zaman dövüyorsun?

Sami's heart was beating 160 times a minute.

Sami'nin kalbi dakikada 160 kez atıyordu.

Tom has been beating the drum for the project.

Tom proje için davul çalıyor.

The pier took a real beating from the hurricane.

Rıhtımı gerçek bir kasırga vurdu.

Beating the other team was no sweat at all.

Diğer takımı yenmek hiç kolay değil.

Stop beating around the bush and get to the point.

- Lafı uzatma ve sadede gel.
- Lafı gevelemeyi bırak ve sadede gel.

Stop beating around the bush and tell me what happened.

Lafı uzatmayı kes ve olanları bana anlat.

I felt my hands shaking and my heart beating fast.

Ellerimin titrediğini ve kalbimin hızlıca çarptığını hissediyordum.

Workers are taking a financial beating in the employment crisis.

İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.

Stop beating around the bush and give it to me straight!

Lafı uzatma ve bana doğruyu söyle!

Please stop beating around the bush and come straight to the point.

Lütfen lafı dolandırmayı bırak ve sadede gel.

Instead of beating around the bush, Jones got straight to the point.

Lafı dolandırmak yerine, Jones doğrudan konuya girdi.

Stop beating around the bush and tell us what you really think.

Lafı ağzında geveleme ve bize gerçekten ne düşündüğünü söyle.

I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.

Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.

His beating four competitors in a row won our high school team the championship.

Onun üst üste dört rakibini yenmesi lise takımımıza şampiyonluk kazandırdı.

Stop beating around the bush and tell me plainly what you want from me.

Lafı dolandırma ve benden ne istediğini açıkça söyle.

To stop the Soviets beating America to another first, Apollo 8 - originally intended as a

Sovyetlerin Amerika'yı birinciye yenmesini engellemek için, Apollo 8 - başlangıçta Dünya yörüngesindeki ay modülünün