Translation of "Bags" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Bags" in a sentence and their turkish translations:

- Carry the bags upstairs.
- Take the bags upstairs.

Çantaları üst kata taşı.

Pack your bags.

Çantalarını hazırla.

Empty your bags.

Çantalarını boşalt.

Tom packed his bags.

Tom çantalarını düzenledi.

I checked my bags.

Ben çantalarımı kontrol ettim.

Tom's bags are packed.

Tom'un çantaları tıka basa dolu.

Are your bags packed?

- Çantalarınız hazırlandı mı?
- Çantaların paketlendi mi?

I'll grab your bags.

- Çantalarınızı alayım.
- Torbalarını alayım.

Are these bags yours?

Bu çantalar sizin mi?

Are those your bags?

Onlar senin çantaların mı?

Take the bags upstairs.

Çantaları yukarı taşı.

My bags are packed.

Çantalarım tıka basa dolu.

Layla packed her bags.

Leyla valizlerini topladı.

You dropped your bags.

Çantalarını düşürdün.

You forgot your bags.

Valizlerini unuttun.

Are these bags Tom's?

Bu torbalar Tom'un mu?

They lost our bags.

Valizlerimizi kaybettiler.

Sami bought trash bags.

Sami çöp torbaları satın aldı.

Here are your bags.

İşte çantaların.

They opened their bags.

Çantalarını açtılar.

- Let me get your bags.
- Let me get your bags for you.

Çantalarınızı alayım.

Could I check my bags?

Ben çantalarımı kontrol edebilir miyim?

He hastily packed his bags.

O, aceleyle valizini hazırladı.

This woman has two bags.

Bu kadının iki tane çantası var.

I didn't weigh their bags.

Onların çantalarını tartmadım.

That woman has two bags.

O kadının iki çantası var.

Can I take your bags?

Çantalarını alabilir miyim?

I helped carry those bags.

- Şu çantaları taşımaya yardım ettim.
- O çantaları taşımaya yardım ettim.

I only use biodegradable bags.

Ben yalnızca biyobozunur poşet kullanırım.

Tom is packing his bags.

Tom çantalarını toparlıyor.

The airline lost my bags.

Havayolu, valizlerimi kaybetti.

Pack your bags. You're fired.

Valizlerini topla. Kovuldun.

I have too many bags.

Benim çok çantam var.

I rarely use plastic bags.

Plastik torbaları nadiren kullanırım.

We have several bags here.

Burada birkaç çantamız var.

That woman's got two bags.

O kadının iki tane çantası var.

Put the bags over there.

Çantaları oraya koyun.

Tom hastily packed his bags.

Tom aceleyle bavulunu topladı.

Can you get our bags?

Çantalarımızı alabilir misin?

Sami removed the trash bags.

Sami çöp poşetlerini çıkardı.

Sami's company made plastic bags.

Sami'nin şirketi plastik torbalar yaptı.

Up top: shopping bags and frappuccinos.

Yukarısı: Alışveriş poşetleri ve frappuccinolar.

How many bags do you have?

Kaç tane çantan var?

Keep an eye on the bags.

Çantaya göz kulak olun.

One of my bags is missing.

- Valizlerimden biri kayıp.
- Çantalarımdan biri kayıp.

I bought two bags of popcorn.

İki torba patlamış mısır aldım.

Tom's friends called him Money Bags.

Tom'un arkadaşları ona Money Bags derdi.

Attach labels to all the bags.

Bütün çantalara etiketleri takın.

The police were examining their bags.

- Polis onların çantalarını inceliyordu.
- Polisler onların çantalarını inceliyordu.

I can't find any garbage bags.

Hiç çöp torbası bulamıyorum.

The police are checking their bags.

Polis, onların çantalarını kontrol ediyor.

You've got bags under your eyes.

Gözlerinin altında torbalar var.

Plastic grocery bags have been banned.

Plastik bakkal torbaları yasaklandı.

Tom has bags under his eyes.

Tom'un gözlerinin altı torbalanmış.

Did you pack your bags yourself?

Bavullarını kendin mi topladın?

Tom was carrying some shopping bags.

Tom bazı alışveriş torbaları taşıyordu.

Are your bags in the car?

Çantaların arabada mı?

How many bags did you have?

Kaç tane çantan vardı.

Where should I put my bags?

Çantalarımı nereye koymalıyım?

Where can I put my bags?

Çantalarımı nereye koyabilirim?

Where do I put my bags?

Çantalarımı nereye koyarım?

Tom helped Mary carry her bags.

Tom Mary'nin çantalarını taşımasına yardım etti.

Are these Tom's and Mary's bags?

Bunlar Tom ve Mary'nin sırt çantaları mı?

Tom packed his bags and left.

Tom çantalarını toplayıp gitti.

Bring sleeping bags, blankets and such.

Uyku tulumu, battaniye filan da alın.

Could you carry my bags for me?

Benim için çantalarımı taşır mısın?

Tom's friends called him Mr Money Bags.

Tom'un arkadaşları ona Bay Para Çantaları derdi.

The bags were piled up behind him.

Çantalar onun arkasında yığıldı.

Where are the bags from Flight 57?

Uçuş 57 nin bagajları nerede?

There are some bags in the room.

Odada bazı çantalar var.

Tom's friends called him Mr. Money Bags.

Tom'un arkadaşları onu Bay Para Çantası diye çağırdı.

Two bags of cement will be enough.

İki çimento torbası yeterli olacak.

Let's not pack our bags just yet.

Çantalarımızı henüz hazırlamayalım.

The bags to your left are mine.

Solundaki çantalar benimkilerdir.

Bring my bags up to my room.

Çantalarımı odama getirin.

Are there any bags in this shop?

Bu mağazada hiç çanta var mı?

There are bean bags in our library.

Kütüphanemizde minder koltuklar vardır.

Plastic bags are bad for the environment.

Plastik torbalar çevre için zararlıdır.

How many shopping bags do you have?

Kaç tane alışveriş çantan var?

Do you have any bags to check?

Kontrol edilecek hiç çantanız var mı?

Fadil found garbage bags in the basement.

Fadıl bodrumda çöp torbaları buldu.

I put my bags on the table.

Çantalarımı masaya koydum.

Let me help you with these bags.

Bu çantalarla sana yardım edeyim.

- Could you put those bags in the car for me?
- Would you put those bags in the car?

Şu çantaları arabaya koyar mısın?

Could you keep my bags here until four?

Saat dörde kadar çantalarımı burada tutar mısınız?

She managed to carry all the bags herself.

Bütün çantaları kendisi taşıyabildi.

Can you please help me carry my bags?

Lütfen çantalarımı taşımama yardım eder misin?

The buildings are filled with bags of wheat.

Bina buğday torbalarıyla dolu.

We keep the empty bags under the sink.

Boş torbaları lavabonun altında tutarız.

Tom put the bags on the kitchen table.

Tom çantaları mutfak masasına koydu.

"Whose bags are these?" "They are my aunt's."

"Bunlar kimin çantaları?" "Onlar teyzemin."

The European Union is considering banning plastic bags.

Avrupa birliği plastik torbaları yasaklamayı düşünüyor.

All the bags are examined at the airport.

Tüm çantalar havaalanında incelenmiştir.

These are the best bags on the market.

Bunlar piyasadaki en iyi çantalar.