Translation of "Approve" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Approve" in a sentence and their turkish translations:

They approve.

Onlar onaylar.

I approve.

Katılıyorum.

- Tom wouldn't approve.
- Tom would not approve.

Tom onaylamazdı.

- She will not approve.
- He will not approve.

O onaylamayacak.

- I think you will approve.
- I think you'll approve.
- I think that you'll approve.

- Onaylayacağını düşünüyorum.
- Beğeneceğini düşünüyorum.
- Kabul edeceğini düşünüyorum.

Tom won't approve.

Tom onaylamayacak.

Did Tom approve?

Tom onayladı mı?

Tom didn't approve.

Tom kabul etmedi.

- I cannot approve your plan.
- I can't approve your plan.

- Planını onaylayamam.
- Senin planını kabul edemem.

He would not approve.

O kabul etmedi.

He will not approve.

O onaylamaz.

I hope you approve.

Umarım kabul edersin.

I approve their plan.

Onların planını onaylıyorum.

I'm glad you approve.

Kabul ettiğine sevindim.

I approve his suggestion.

Onun önerisini onaylıyorum.

Do you approve that?

Onu onaylıyor musun?

- I agree.
- I approve.

Kabul ediyorum.

I approve the suggestion.

Ben, öneriyi onaylıyorum.

- I don't approve your decision.
- I don't approve of his decision.

Onun kararını onaylamıyorum.

- I'm sure Tom would approve.
- I'm sure that Tom would approve.

Tom'un onaylayacağından eminim.

- Tom most certainly would not approve.
- Tom most certainly wouldn't approve.

Tom kesinlikle onaylamaz.

I approve of your plan.

Ben planınızı onaylıyorum.

I don't approve your decision.

Senin kararını tasvip etmiyorum.

I can't approve the plan.

Ben planı onaylayamam.

I'm sure he would approve.

Onun onaylayacağından eminim.

I'm sure she would approve.

Ben onun kabul edeceğine eminim.

I'm sure Tom wouldn't approve.

Tom'un onaylamayacağından eminim.

Do you approve of this?

Bunu kabul ediyor musun?

Did they approve your project?

Onlar projeni onayladılar mı?

Tom most certainly would approve.

Tom kesinlikle onaylayacaktır.

I completely approve of this.

Ben bunu bütünüyle onaylıyorum.

Tom didn't approve of that.

Tom onu onaylamadı.

Tom has to approve this.

Tom bunu kabul etmek zorunda.

We don't approve of it.

Biz bunu onaylamıyoruz.

I don't approve of it.

Ben bunu onaylamıyorum.

I approve of her plan.

Onun planını onaylıyorum.

I didn't approve of that.

Onu onaylamadım.

- I don't think Tom would approve.
- I don't think that Tom would approve.

Tom'un kabul edeceğini sanmıyorum.

My father doesn't approve of her.

Babam onu onaylamaz.

He didn't approve of wasting time.

Boşa zaman kaybını onaylamadı.

He doesn't approve of women smoking.

Kadınların sigara içmesini onaylamaz.

I don't really approve of gambling.

Kumar oynamayı gerçekten tasvip etmiyorum

I'm going to approve your plan.

Planını onaylayacağım.

I absolutely cannot approve the proposition.

Öneriyi kesinlikle onaylayamam.

Did the captain approve this plan?

Kaptan bu planı kabul etti mi?

I don't approve of his conduct.

Onun davranışını onaylamıyorum.

He probably won't approve your proposal.

Muhtemelen teklifinizi kabul etmeyecektir.

Congress did not approve the measure.

Kongre önlemi onaylamadı.

His parents approve of the engagement.

Onun ebeveynleri nişanı onaylıyor.

I don't approve of his decision.

Onun kararını onaylamıyorum.

- Tom would agree.
- Tom would approve.

Tom onaylardı.

I won't approve of your insolence.

Senin küstahlığını onaylamayacağım.

They refused to approve my loan.

Kredimi onaylamayı reddettiler.

They would not approve my loan.

Kredimi onaylamayacaklar.

- I don't think your father would approve.
- I don't think that your father would approve.

Babanın onaylayacağını sanmıyorum.

If he doesn't approve, he can't open

onay vermezse açamıyor zaten

I entirely approve of what you say.

Söylediklerinizi tamamen onaylıyorum.

Some people don't approve of professional baseball.

Bazı insanlar profesyonel beyzbolü tasvip etmiyor.

Bush doesn't approve the use of torture.

Bush işkence kullanımını hoş karşılamaz.

I don't approve of your wasting time.

Zamanı boşa harcamanı uygun bulmuyorum.

Father will never approve of my marriage.

- Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.
- Babam, evliliğimi kabul etmeyecek.

I can't approve the proposal by myself.

Teklifi kendi başıma onaylayamam.

My parents don't approve of my boyfriend.

Ebeveynlerim erkek arkadaşımı onaylamıyorlar.

My parents don't approve of my girlfriend.

Ebeveynlerim kız arkadaşımı onaylamıyorlar.

I approve of everything that he does.

Onun yaptığı her şeyi onaylıyorum.

I approve of everything that he says.

Onun söylediği her şeyi onaylıyorum.

I approve of everything that you did.

Senin yaptığın her şeyi onaylıyorum.

I approve of everything that you said.

Senin söylediğin her şeyi onaylıyorum.

Did your parents approve of your marriage?

Ebeveynlerin evliliğini onayladı mı?

I don't always approve of his methods.

Üslubunu her zaman tasvip etmiyorum.

All the delegates voted to approve it.

Tüm delegeler, onu onaylamak için oy verdi.

I don't approve of such goings-on.

Böyle gidişatı onaylamıyorum.

My parent's don't approve of our relationship.

Annem ve babam ilişkimizi onaylamaz.

- I can't approve of your going out with him.
- I cannot approve of your going out with him.

Onunla çıkmanı onaylayamam.

They don't seem to approve of the plan.

Planı onaylayacak gibi görünmüyorlar.

He could not approve of my going there.

Oraya gitmemi onaylayamadı.

That's why I don't approve of your plan.

Bu nedenle senin planı onaylamıyorum.

We're not doing anything you wouldn't approve of.

Senin onaylamadığın bir şeyi yapmıyoruz.

I don't approve of what Tom has done.

Tom'un yaptığını onaylamıyorum.

Tom didn't approve of the way Mary dressed.

Tom Mary'nin giyinme tarzını tasvip etmedi.

Tom doesn't approve of that kind of language.

Tom o tür dili beğenmez.

My parents don't approve of my career choice.

Ebeveynlerim meslek seçimimi onaylamıyor.

- I hope you approve.
- I hope you'll agree.

Kabul edeceğini umuyorum.

Her family did not approve of her boyfriend.

Ailesi onun erkek arkadaşını onaylamadı.

I don't approve of them dating each other.

Ben onların birbirleriyle flört etmelerini onaylamıyorum.

Grant asked the Senate to approve the treaty.

Grant Senato'dan anlaşmanın onaylanması istedi.

Do you approve or disapprove of my project?

Projemi onaylıyor musun yoksa onaylamıyor musun?

Tom isn't doing anything you wouldn't approve of.

Tom onaylamayacağın bir şey yapmıyor.

Do you approve of what Tom is doing?

- Tom'un ne yapmakta olduğunu doğruluyor musunuz?
- Tom'un yapmakta olduğunu doğruluyor musunuz?

My father does not approve of our relationship.

Babam ilişkimizi onaylamıyor.

- I'm sorry, Tom. I do not approve of your methods.
- I'm sorry, Tom. I don't approve of your methods.

Üzgünüm, Tom. Senin yöntemlerini tasvip etmiyorum.

- I thought you didn't approve of Tom dating Mary.
- I thought that you didn't approve of Tom dating Mary.

Senin, Tom'un Mary'yle flört etmesini kabul etmediğini düşünmüştüm.

I don't approve of your going out with him.

Onunla çıkmanı onaylamıyorum.

A vast majority of people approve of the plan.

İnsanların büyük bir çoğunluğu planı kabul etti.